31 Ocak 2013 Perşembe

İTTİFAK BOZULUYOR

Türkiye solu bu aralar kocasının boşanmaya hazırlandığı bir kadının ruh hali içinde. Sen tut saçını süpürge et, ömrünü ver… herif seni bir anda siliversin. Türk solu başladı haykırmaya: “Aaah herif, ah gözün kör ola e mi! Allah’ından bulasın, Allah belanı versin, Allah seni kahretsin!”
Türk solunun bugüne değin biricik müttefiki Kürt hareketiydi. Türk solu Kürt hareketine çok umut bağlamış ve ona devrimci bir misyon biçiyordu.  Çünkü Kürt hareketi devletle savaşıyordu. Ama Türk solunun gözünü kapattığı bir şey vardı karşısındaki eninde sonunda bir ULUSAL hareketti. Evet devletle savaşıyordu ama onun devletle boğuşma-savaşma nedeni farklıydı, solun devlete karşı savaşma nedeni farklıydı. Kürt hareketi asla ve asla emeği, Kürt emekçisini düşünmedi. Milliyetçilik öyle tuhaf bir şey ki PKK’nın peşinden koşan Kürtler tarlalarda çapa sallayan, kamyon kasalarına balık istifi doldurulup yoldaki trafik kazalarında ölen, Tuzla’daki tersaneden bilmem nerdeki inşaatan düşüp sakat kalan/ ölen, gecekondularda titreye titreye zatürre olan… Kürtleri  asla ve kat’a düşünmediler. Onlar Türk egemenlerine, Türk asalaklarına karşı mücadele verirken Kürt egemenlerinin, Kürt asalaklarının çıkarlarını düşündüler. Hiç unutmam 10 sene kadar oluyor o zamanki BDP’li bir Kürt (o sıralar adı HADEP ya da DEHAP’tı) Barzani ve Talabani’yi kastederek “Adamların kendi toprağında petrol çıkıyor; o petrolden pay alamıyorlar.” demişti. Kuzey Irak ne zamandan beri Barzani’nin, Talabani’nin tapulu malı oldu, bu bir kenarda dursun Bu iki toprak ağasını düşünene kadar sen kendi aç karnını doyur önce. Sen önce ezilen itilen, kakılan horlanan Kürtleri düşün. Irak’ta toprak ağaları kollandığı gibi Kürt hareketi Türkiye’de de meclise adam gibi Kürtleri seçmek yerine toprak ağalarını seçti.
Bütün bunlar bir yana 11 Eylül saldırısından sonra Kürt hareketi Irak’a diş bileyen ABD’yi destekledi. ABD’nin işgalinden yana tavır alırken kısa bir süre sonra Türkiye’de Kuzey Irak’a girsin mi tartışması olurken birden sevgi kelebeği olup sahneye çıktılar ve barış nutukları attılar. Çünkü ABD işgali Kürtlere özerklik verecekken T.C.nin işgali Kuzey Irak’taki oluşumu ezecekti. Bu yüzden de Kürtler ABD işgal etsin ama T.C. işgal etmesin diye iğrenç bir tutum içine girdiler. Kürt’ün biri polisten bir tkat yese ortalığı birbirine katan Kürt milliyetçileri, yıllarca Irak’ta öldürülen insanlar, ırzına geçilen kadınlar, kızlar ve işkencelerden geçirilen binlerce insana duyarsız kalıp gözlerini kulaklarını kapattılar.
Peki Türk solu ne yaptı? Türk solu Kürt hareketiyle aynı utanmazlık içinde davrandı. Kürt hareketi nasıl çıkarları için en iğrenç, en rezil şeylere göz yumduysa Türk solu da Kürt hareketinin bütün iğrençliklerine, bütün kepazeliklerine göz yumdu. Kürt hareketi Irak’ın işgalini desteklerken bile bir kırılma yaşanmadı. Kendine sol diyenler, hatta Marksist diyenler kalktı bu Amerikan maşalarına, ABD köpeklerine kucağını açtı. İşte hareketin geldiği nokta bu. Sonunda bazı burjuva demokrat haklarını alınca barışacaklar. Türk solu istediği kadar dövünebilir. 10 yıl evvel ABD’nin işgali sırasında bozulması gereken bir ittifak şimdi bozuluyor.
Fırça bıyıklı koca karısına sırtına dönmüş kadın da hüngür hüngür ağlayıp ciyak ciyak feryat ediyor. Oh olsun!