19 Temmuz 2009 Pazar

AKILDIŞI AYETLER

Bugün Dünya’nın yuvarlak olduğunu artık biliyoruz. Bakalım 1.400 yıl önce yazılan Kuran’a göre de Dünya yuvarlak mıymış.

Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? (NEBE/6-7)

O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O, geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir kavim için (Allah’ın varlığını gösteren) deliller vardır.(RA'D - 3)

Görüldüğü gibi Kuran’a göre yeryüzü düz. Tabii Muhammed o zamanların Arabistan’ında nerden bilsin Dünya’nın yuvarlak olduğunu.

Şimdi devam edelim. Nebe suresinde gördüğümüz gibi düz yeryüzünde dağlar birer kazıkmış. Peki Allah bu kazıkları çakmaya neden ihtiyaç duymuş?

Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar. (NAHL15-16)

Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik.( ENBİYÂ - 31)

Allah dağları deprem olmasın diye yaratmış. Eh Muhammed de Arap yarımadasında pek deprem görmemiş olsa gerek. Oysa bir yer dağlıksa orda deprem olmaz diye bir şey yok. En basitinden Doğu Anadolu bölgemizi örnek verelim, dağlık bir bölgedir ve depremler görülür.

Dahası gökyüzü yani bir gaz tabakası olan atmosfer başımızın üstünde duran bir tavan gibi düşünülmüş. Bakalım.

Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.( LOKMÂN - 10)

Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.( HACC - 65)

Demek ki neymiş, Allah bıraktığı gibi gökyüzü kafamıza düşermiş.

Komedi bitmedi dahası var...

BAKARA SURESİ: 65 Yemin olsun, içinizden Cumartesi gününde azgınlık yapanları siz bilirsiniz. Onlara şöyle dedik: "Aşağılık maymunlar oluverin."

Gelelim ayetin hikmetine güya İsrailoğullarından bir grup deniz kenarında bir kasabada yaşıyormuş. Bu topluluk balıkçılıkla geçinirmiş. Sizinde bildiğiniz gibi cumartesi Musevilikte tatil günüdür. O gün İsrailoğullarının herhangi bir iş yapmalarını rab yasaklamıştır. Bu İsrailoğulları diğer günler balık avlayıp Cumartesileri avlamıyorlarmış. Lakin balıklar durumu fark etmişler ve diğer günler o tarafa uğramaz olup Cumartesi günleri akın akın gelmeye başlamışlar. Garipler de ne yapsın cumartesi günü balık avlamışlar ama bu cumartesi yasağını deldikleri için Allah çok öfkelenmiş ve bir hokus pokusla onları maymuna çevirmiş. Ne kadar inandırıcı değil mi Kurbağa Prens masalı bile bundan daha mantıklı ne yazık ki din afyonunu yiyen bir beyin bunun bile gerçek olduğuna inanmaktadır.


Günümüzde biri cinlerle, kuşlarla, karıncalarla konuştuğunu söylese dahası rüzgarın sırtına binip uçtuğunu iddia etse herhalde iki beyaz önlüklü kolları bağlı gömleği giydiğdiği gibi doğru tımarhaneye götürür. Bir insanın hiç kuşlarla cinlerle konuşması karıncaların sohbetini dinlemesi olacak iş midir?

Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları, Süleyman'ın huzurunda bir araya getirildi. Onlar, düzenli bir biçimde sevk ediliyorlardı. Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki: “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”( NEML /17-19)

Rüzgar şoförü cinler dalgıcı olmuş beyzadenin.
Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz, her şeyi hakkıyla bileniz. Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik.( ENBİYÂ /81- 82)

Sıkı durun sinekten yağ çıkarmaya meraklı İslamcıların bir uydurması da şu Kuran'da hani Süleyman rüzgarın üstüne atlayıp uçuyor ya eee.... işte orda uçak teknolojisine işaret ediliyor. Bu bir Kuran mucizesi vay anasınıı... Akıldışı saçma sapan bir ayetten bile bu şekilde sebeplenmeye kalkmak artık sinekten yağ çıkarmak, deyiminin bile yetersiz kaldığı bir durum. Pamuk Prenses masalında Pamuk Prenses elme yiyip bayılıyor prens de onu uyurken öpüyor ya işte orda da Nuri Alço'ya işaret ediliyor o da bir mucize!


BAKARA SURESİ: 259 Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti. "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: "Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum."

Birisi harap bir şehre giriyorve Allah'ın ölümden sonra dirilteceğinden kuşku duyuyor bunun üzerine ne oluyor? Allah adamı yüzyıl uyutuyor eşeği çürüyüp iskelet oluyor sonra onu uyandırıyor ve eşek iskeletine et giydiriyor ve işte karşınızda eşek. Vay gidi eşşek vay eşşek... Buna inanmak için acep ne olmak gerek?

Bu masalın saçmalığını bir yana bırakalım. Allah bir tek kişiye ispatlamak için bunu yapmış şu an tv var radyo, gazete var böyle tek bir mucizeyle Allah tüm dünyayı Müslüman yapabilir ama nedense kendine inanmamız karşılığında Cennetler huriler bahşeden, inanmamamız halinde bizi ateşte yakacak derecede kibirli ve takıntılı Allah inanmamız için bize böyle bir mucize göstermiyor. İşte Kuran böyle saçmasapan masallarla insanları uyutan, insanın aklını adeta iğfal eden, düşünmeyi ve aklı dışlayan öykülerle müminleri akletmekten ve sorgulamaktan uzak itaatli robotlar olarak terbiye etmektedir.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Ölüm var.Yarın öleceksin.Hazırlan orada da saçmalayabilecek misin bakalım?

Yüce Manitu dedi ki...

Çok haklısınız işte böyle saçma masallar bunlar ama bunları saçmalayan ben değilim.

furkan dedi ki...

Umarim Kur'an dogrudur, Islam dogrudur. Ikincisi diyelim yanlis, neden Islam yanlis diye diger dinleri eliyorsun. Onlardan birinin de dogru olma ihtimali yok mu? Demekki,kafanda en mantikli ve son umit olarak Islam kalmis. Islam da yanlis olsa, dunyanin bir manasi yok. Basi bos yasiyoruz. Ikinci diger nokta, bak burda bu formda birseyler yaziyorsun. Tum dunya senin yazilarini gorebilir. Ama sana kim inanir? Kimse. Veya uc-bes kisiyi gecmez. Bu bakimdan da, bir dinin tum dunyaya bir sekilde yayilmasi ve milyarlarca kisinin buna inanmasini sadece nesnel ve mantiki acidan incelememek lazim bence. Bu bakimdan da bir dini kafadan yazip, dunyaya yayilmasini saglamak da cok zor bir is gercekten. Bu bakimdan da Muhammed'i tebrik etmek lazim. Ki, hayati cilerle dolu bir hayat. Eger, bir kitap bir kisi tarafindan yazilip, aradan 1500 yil gecmesine ragmen curutulemiyorsa, bu kitap normal bir kitap degildir bence..Yani, umarim Muhammed, ISA, veya ne bileyim birileri dogru soyluyordur ve bu dunyada bir mana vardir. Cunku manasi olmayan bir hayatta yasamak istemiyorum. Yasayamam da. Bir de, bir dahaki yazinda manasiz bir hayatta nasil yasanir, deist olarak nasil yasanir, bunun hakkinda da makale yazarsan cok sevinirim. Arastirmalarini tebrik ediyorum. Devamini bekliyorum. Yakindan takip ediyorum gercekten. Saygilarla; Furkan

Yüce Manitu dedi ki...

Sayın Furkan Tevrat ve İncil'e de baktım onlar da anlamsız. Peki şu halde neden İslamı ve Kuran'ı daha sık konu ediniyorum çünkü hitap ettiğim kitle Müslüman. Müslümanla konuşurken de Museviliği, İseviliği vs. eleştirmek anlamsız olur. Bir forumda bir Yahudiyle tartışmıştım onunla tartışırken de Tevratı eleştiriyordum. Yani İslam'ı diğer dinlerden daha çok eleştirmemin sebebi en mantıklı olarak aklımda kalması değil hitap ettiğim insanların çoğunun Müslüman olması.

Gökyüzünü bir el bıraksa kafamıza mı düşer ya da Dünya düz bir tepsimidir. Güneş atmosferin içinde ve Dünya'nın sonundaki kara bir çamura batmakta mıdır? Bunlar hep Kuran'da yazan şeylerdir bir bir çürütülmüştür. Ama küçüklüğümüzden hep şartlanarak yetiştiriliriz ve kafamıza hep İslam'ın gerçek din, en doğru din olduğu sokulur. Ve yüreğimize korku verilir bu yüzden milyonlarca insan İslam'a inanıyor olabilir fark etmez aynı milyonlar başka yerde doğsa oradaki dine iman ederdi.

Hayvanlar içinde bir sonu olduğunu ölüp doğaya karışacağını bilerek yaşayan insandır ve sonunun geleceğini bilmek insanı korkutur. İşte insan kendini avutmak için sonsuz yaşam hayaliyle dine sarılır ama gerçek insan inansa da inanmasa da gerçektir. Hoş olsun ya da hoş olmasın ben doğaya karışıp dönüşeceğimi bedenimi kurtlar kemirirken artık şuurum falan olmayacağını yok olacağımı kabullendim.

Hayatın anlamına gelince hayat anlamsızdır sn. Furkan ta ki siz ona bir anlam yükleyene kadar ben hayatıma insanları din boyunduruğundan kurtarmak gibi bir anlam yükledim. Gerekirse Turan Dursun'un sonuna da razıyım. Güzel günler gelecek bizden sonrakiler için güneş bile farklı doğacak. Saygılar.

synthman dedi ki...

Yücemanitu,

lütfen kendini yorma. Müslüman insanları ne kadar mantıklı bir yaşama çağırsak da, onlar mantıksızlıklarda yüzmeye diretmektedirler. Muhammed'in beyinlerine saldığı korku o kadar kuvvetli ki, Kur'ân'daki apaçık çelişkilere rağmen teslimiyet hâllerinden vazgeçmiyorlar. İçler acısı bir durum maalesef.

Kesin kanaâtimdir ki, uyuşturucu sinir sistemini bozup nasıl beynin çalışma düzenini alt üst ediyorsa, din de tıpkı uyuşturucu gibi, kişinin zihinsel organizasyonlarını yerle bir etmektedir. Öteki dünyadaki ateşte ebedi yanma olgusunun verdiği kör edici korku hissinin, bu durumda oldukça etkili bir rôlü vardır.

Şoreşger dedi ki...

Kimse inanmıyor diyorlar, sayın yüce manitu yazmaya devam edin ben sizi dikkatle izliyorum, birçok ortamda yazınızı paylaşıyorum ve herkes beğeniyor.
Kimi inandıracaksın diye soranlar var. Suyun 100 derecede kaynar kardeşim sen inanmasan da öyle inansan da öyle.

halime dedi ki...

Allah sizleri bildiği gibi yapsın,bir avuç insansınız vebaşarısı hiç kimse tarafından inkar ediilemeyecek bir dini,göremeyecek kadarda zekasızsınız.yazık size...biz müminlerin o huzurunu,rablerine olan güvenlerini,rasullerine olan sevgilerini,akıllarının ikna oluşunu,fıtratlarının tatmin edilişini ...işte bu eşşis duyguları siz hissedemiyorsunuz...sizin gibi aklımızda labirente dönüşmüş sorularımız yok.çünkü sorularımızın cevabını islamda bulmuşuz.inkar etsenizde kafanızın içi karmakarışık.İslam gerçek bir değilse neden 1000 küsur yıl insanları yönetti.neden hataları da olsa osmanlı adaleti ile tanınır.dini inkar eden ideolojiniz neden 70 yıl zor ayakta kalabilmiş..eğer din yoksa,fıtratımızda var olan,bir yaratıcıya tapma isteği nasıl tatmin edeceğiz...haydi bunlara cevap verin.

Yüce Manitu dedi ki...

Hayırdır Halime? Pek bir öfkelenmişsin. Gerçekler acıttı değil mi? İçine şüphe düştü değil mi? Yoksa neden böyle öfkelenesin ki? Gösterdiğin ilgiye teşekkür ederim. Okumaya ve düşünmeye devam et. Sevgiler...

Ataist dedi ki...

Yuce Manitu,

Islam dahil tum bu din safsatalatinin nereden dogdugunu bildigini bildigim halde belki bunu okuyan dincileri aydinlatir diye yazayim dedim:
Bi varmis bir yokmus, yaklasik MO 1500 yillarinda devrin Misir firavunu Akenaten (V. Amentofis) cok tanrili inancin degismesi gerektigini Aten isimli tanrinin herseyin yaratani oldugunu ve ondan yucesinin olmadigini kendisinin de onun oglu oldugunu ve dahi her soyleminin altina kendi kisaltma isminin yazilmasi zorunlulugunu koymus. Eger tahmin edemediyseniz soyleyim "Amen".
(Bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Akhenaten) Firavun olmus, 50 yil icinde Misir tekrar cok tanrili rejime gecmis ama Aten rahipleri "underground" yasamislar, netekim Moses (ingilize anlamayan anlamini bilmeden arapca okuyan gavatlar icin tercumesi: Musa) gizli bir Aten rahibi. Yani inandiginiz din boyle dogmus. Din kitabinizda sadece bir irkin tarihi anlatilir, ama ne Turk tarihi, ne Polanyalinin tarihi ne de Endonezyalinin tarihinden zerre kadar dem vurulmaz. Varsa yoksa israilogullari. Enteresan. (Bkz. Christianity: An Ancient Egyptian Religion buy Ahmed Osman) Oruc tutmak gun dogumundan batimina kadarsa kuzey kutbundakiler ne yapsin (Bkz. Turan Dursun : Din bu mu II).

Neyse, demem o ki, gozunuzdeki perdeyi kaldirin, Allah rizasi icin degil insalik namina yapin iyiliklerinizi ki oldukten sonraki hayatinizi dusunup cikarci davranmadiginiz anlasilsin, bakin hayat daha rahat olacak, anlamsiz oculer gibi giyinmeyi birakip, karsi cinsin elini sikabilecek insana deger verebileceksiniz. Gec olmadan yapi, yoksa bu dunyayi anlamadan bir yalana inanarak yazik edeceksiniz kendinize, ama benim problemim sizin kendinizi harap etmeiz degil, bizi degistirmeye calismaniz. Cunku at gozluklerinizi herkese takmak saplantisiyla, 70 yillik kazanimlarimizi iyi kotu geriye cevirmeye pek niyetlisiniz, hodri meydan - daha olmedik. Ergenekon, Balyoz vesaire safsatalarinizla cumrunuz kadar yer yakarsiniz.