2 Eylül 2010 Perşembe

REFERANDUMDA NE DEMELİ?

http://www.yenianayasaicin.org/wp-content/anayasa-degisiklik-tbmmye-sunulan-karsilastirmali-5-nisan-2010-pdf.pdf

Haddim olmayarak okurlarıma bir şey sormak istiyorum. Kaç kişi şu yukarıdaki adrese girdi de değişiklikleri okudu? Ben bu değişiklikleri gördükten sonra "evet" demeyi uygun buluyorum. Bilen bilir, ben AKP'yi de sevmem Erdoğan'ı da ama yeni anayasada emeğin yararına düzenlemeler görüyorum. Mevcut 82 Anayasasında "Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz" maddesi var, bu madde kaldırılacak. Yine Faşist cuntanın anayasasına göre "Aynı işyerinde aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz." Bu işçilerin toplu sözleşme özgürlüğünü kısıtlayan madde de kaldırılacak. Ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerine de toplu sözleşme hakkı tanınacak. Bu hakların gaspı mı yoksa emeğe bazı burjuva demokrat haklarını vermek mi?

Grevle ilgili birtakım haklar da veriliyor. “Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur.” Maddesi kaldırılıyor yani mevcut anayasadaki patronların zararını sendikaya ödetme kaldırılıyor. Bu bir kazanımdır bir ilerici reformdur. Ayrıca siyasi amaçlı grev,dayanışma grevi, genel grev, işyeri işgali ve işi yavaşlatma mevcut anayasada yasakken bu değişiklikle serbest olacak. Bunlar hep işçi sınıfı için birer kazanımdır. Zaten işçilere bazı haklar verildiği için patronlar klubü TÜSİAD bu anayasa değişikliğini istemiyor. Duygusal davranmayı onaylamıyorum AKP’den ve Erdoğan’dan nefret de etsek görece ilerici reformların yapılmasının önünü tıkayamayız. Mevcut yönetim şekilleri içinde işçi sınıfı açısından en iyisi burjuva demokrasisidir faşizme faşizmin anayasasına hayır demek ve artık değişime bir yerlerden başlamak gerek.

HSYK üye sayısının çoğaltılması ve tabandaki savcıların HSYK üyelerinin bir bölümünü seçmesi de olumlu demokratik gelişmeler ayrıca YAŞ ve HSYK kararlarının da yargı denetimine tabii olması olumlu, demokrasi açısından iyi gelişmeler. Bundan başka 15. maddenin kaldırılarak darbeyi meşrulaştıran bir şeyi reddedip hem gelecekte darbe yapılmasının önüne geçmek hem de 80 darbecilerini yargılamak da iyi bir şey. Ayrıca özel hayatın gizliliği ile ilgili düzenlemeler, fişlenme ayıbının son bulması… bunların neresi kötü?

Boykotu neden onaylamıyorum? Boykot bir meydan okuma, seçimleri inkar etmedir ve devrimci bir yükseliş bir kabarış varsa boykotun anlamı vardır. Türkiye’de şu an böyle bir hareketlilik yok. Bu kadar güçsüz sınıf hareketinin bu kadar cılız olduğu bir zamanda boykot yapmanın anlamı yok seçimlere katılım çok çok az olacak, kitleler boykot edecek ki boykot boykota benzesin. Sınıf hareketliliğinin ve sınıf bilincinin sıfır düzeyde olduğu bir durumda boykot işe yaramaz. Aksine güçsüzken böyle bir kalkışma zarar verir. Bu yüzdendir ki Lenin Rusya’da 1905’teki seçimlerde boykot önerirken 1907’de boykotun bir anlamı olmadığını savunmuştur. Çünkü 1905’te kabaran devrimci durum 1907’de yoktu. Ayrıca bugün boykotçuluk işçilere ne kazandırır? Hiç… Koca bir hiç. Boykotçular ne vaat ediyor? Yine hiç. O zaman bırakın da işçi sınıfı kendisine verilen hakları elinin tersiyle itmesin. Görece özgürlükçü ve demokrat anayasaya evet diyelim ki emeğin yararına reformların önünü tıkamayalım. Ama yetmez bir taraftan sandıkta yapılan değişikliklere evet derken diğer yandan yeni talepler için mücadele etmek taraftarıyım. Herkesi özellikle emekten taraf tüm arkadaşları, yoldaşları boykot kararını gözden geçirmeye ve sınıfın yararına olacak reformlara evet demeye çağırıyorum.

Hiç yorum yok: