28 Ocak 2011 Cuma

İçki Yasağı

AKP sürekli hak ve özgürlüklerden dem vururken kendi işine geldiğinde hak ve özgürlükleri zerre kadar umursamıyor. Bunu da çok kurnazca yapıyor. Halkın dinî duygularını istismar ederek… Yasaklar ve mecburiyetler dine dayandırılırsa halkın özgürlüğünü çok rahat ihlal edersiniz. Söz gelimi limonata tüketmenin karşısına yasal engeller ve kısıtlamalar çıkarın kıyametler kopar; lâkin aynı durum alkollü içkiler için yapıldığında pek gür bir ses çıkmıyor. Ya da bir mahallede her hafta Cuma günü belli bir saatte o mahalledeki parkta toplanmayı zorunlu hâle getirin, herkes karşı çıkar; ama bir de Cuma namazına gitmeyi mecburî hâle getirin bakalım kaç kişi itiraz edebilecek.

İşte AKP bunun farkında ve alkol tüketimine yönelik keyfî sınırlamalar getiriyor. Gençlere yönelik konser ve festivallerde içki satışı olmayacak. Alkollü içkiler bedelsiz, hediye, ödül, eşantiyon veya promosyon olarak dağıtılamayacak. 20 cl ve altında bulunan alkollü içkiler bakkal, market, kuruyemişçi ve büfe gibi yerlerde satılamayacak. 24 yaş altına alkollü içki satılamayacak…

Başbakan, alkol yasağıyla ilgili konuşurken şu sözleri sarf etti: “Af edersiniz, trafik polisleri, trafik kazalarında yakaladıkları kimler, bu kazalarda yakaladıkları kimler? ... Bunların yaptıklarını ölümle mi yaralanmayla mı ödeyeceğiz?” Erdoğan bu sözleriyle trafik kazalarının sorumlusu olarak “alkol tüketimi”ni işaret ediyor. İçkili araç kullanmanın bâzen trafik kazalarına neden olduğu bir gerçek. Ama içki içen biri direksiyon başına geçmedikten sonra kimsenin de onun içkisine karışmaya hakkı yoktur. Ayrıca zaten alkollüyken taşıt kullanmak da yasak, bu tuhaf ek yasakların trafik kazalarını önlemeye yönelik bir tarafı yok. Hem “Bu kadar düşünceli iseniz, insanlar kazalarda ölmesin diye alkol tüketimini kısıtlıyor iseniz neden silah ruhsatı alma yaşını 18’e indirmeye kalktınız? Neden bir kişiye beş çeşit silah bulundurma hakkı vermeye kalkıştınız?” diye de sorarlar hani. İnsanlar en ufak bir şeyde az mı silaha sarılıyor bu ülkede? Görüldüğü gibi AKP’nin toplumun yararına bir şeyler yapmak gibi bir derdi yok. Amaç bir tür yaşam tarzını dayatmak, ortamı daha muhafazakâr hâle getirip İslamî motifleri kullanarak oy toplamak.

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’a İzmir’de içki yasağı soruluyor. Bakalım Arınç ne diyor: “Hayat içkiden, seksten ibaret değil.” Ne demek oluyor şimdi bu? Bunun bu saçma yasaklarla ne alakası var? Sana “Hayat neyden ibaret?” ya da “Hayat neyden ibaret değil?” diye soran mı oldu? İçki yasağına tepki gösterenler için hayat içki ve seksten mi ibaret yani? Ayıp denen bir şey var. Bu laf bir başbakan yardımcısına yakışıyor mu hiç? Ha bu arada
başbakan en ufak fırsatta herkese “En az üç çocuk yapın.” diyip duruyor. Diğer taraftan yardımcısı “Hayat seksten ibaret değil.” diyor. Af edersiniz ama üç çocuğu da leylek getirmiyor hani… Siyasî iktidarın demeçleriyle, uygulamalarıyla halkın taa yatak odasına kadar girdiği bir ülkedeyiz ve AKP kanadından hâlâ “Kimsenin yaşam tarzına müdahale etmiyoruz.” gibi tuhaf sesler çıkabiliyor.

Merak eden varsa şahsım içki içmem, ağzıma dahi sürmem. Ama içene de karışmam, karışılmasını da doğru bulmam. İsteyen başkasına zararı olmadığı sürece istediğini içer. Erdoğan ne buyuruyor: “İsteyen istediği kadar içiyor. Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar.” Yahu bir başbakan içki içen vatandaşları böyle aşağılar, onlara bu şekilde hakaret edebilir mi? Ne ayıp şey! Ayrıca Erdoğan bu “aksırıncaya tıksırıncaya kadar” sözlerini Tevfik Fikret’in “Han-ı Yağma” şiirinden almış. Fikret ne diyor: “Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin.” Kimlere diyor bunu Fikret içki içenlere mi? Yoo, hayır. Deniz Feneri olayındaki gibi halkı soyanlara… Hani unutkan olanlara hatırlatalım bir numaralı sanık Akman: “Başbakan arkamda.” diyip istifa etmek yerine dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak yargıdan kaçmıştı. Deniz Feneri dedim de aklıma başka sorunlar da geldi… Gıda fiyatlarındaki artış, TEKEL işçileri, Tuzla’daki ölümlü iş kazaları, salıverilen Hizbullahçılar… Ama bunlar önemli değil, iktidara gündem lazım. Önemli olan ne? Kars’taki heykel ucube mi, değil mi; içki satılsın mı, yasaklansın mı? Eeee ne diyorlardı: “Durmak yok, yola devam.”

Hiç yorum yok: