6 Nisan 2012 Cuma

PROKRUSTES’İN YATAĞI

Prokrustes Grek mitolojisinde geçen bir kahramandır. Atina-Megara yolunda yaşayan bir hayduttur Prokrustes. Prokrustes’in demirden bir yatağı vardı, bu yatak tam da Prokrustes’in boyuna göreydi. Prokrustes bu yatağın ideal uzunlukta olduğunu ve herkesin boyunun bu yatağa uygun olması gerektiğini düşünüyordu. Prokrustes bulunduğu yoldan geçen yolcuları misafir etme bahanesiyle yatağına yatırır sonra da eğer kişi yatağa göre kısaysa onu gererek uzatırmış, yok eğer yataktan uzunsa baltayla bacağını keser kısaltırmış. Böylece herkesi kendi yatağına uyan bir boyuta getirirmiş.
İşte bugün Prokrustes’in yatağı deyimi bu hikâyeden gelir. Kişi kendi dışındaki yaşam felsefesine, kendisinden farklı paradigmaya sahip insanlara düşmansa; yalnız ve ancak kendi gibi olanlara yaşam hakkı tanıyabilecek kadar hoşgörüsüz, katı ve antidemokratsa “Prokrustes’in yatağı” deyimi kullanılır. Prokrustes her ne kadar asırlar önce yaşadığına inanılan bir hayali kahramansa da günümüzde de dünyada, hele hele bizim gibi demokrasiyi hazmedememiş, benimseyememiş toplumlarda bol bol Prokrustesler yaşamaktadır. Bir şairin dediği gibi “bir değil, on değil yüz milyonlarca” Prokrustes vardır maalesef. Örnek verecek olursak diyelim ki günümüzde yaşayan bir Prokrustes kafasında bir dindar tanımı belirledi, işte o zaman bu dindar tanımına uymayan kişilere düşmanlık besleyecek, onları yok etmek isteyecektir.
Bakalım AKP milletvekili Hazreti Mustafa Şahin 4+4+4’ü benimsemeyenler için ne buyurmuşlar: “Onlar istiyorlar ki bu insanlar geleceğimiz olan çocuklarımız ya ateist olsun, ya Marksist olsun, ya uyuşturucu müptelası olsun. Vatanına milletini yarar sağlayacak ne varsa bunlardan geri dursun. Bizim amacımız ise dinine, devletine, milletine, vatanına bağlı nesiller yetiştirmek." Şu açıklamaya bir bakın kendileri gibi kafa yapısına sahip olmayan insanları ve Ateist vatandaşları uyuşturucu müptelalarıyla bir tutuyor. Bu açıklama tam bir facia. Hani nerede hoşgörü, nerede kardeşlik, nerede farklı fikirlere ve düşüncelere saygı? Birisi kalksa AKP zihniyeti taşıyanları uyuşturucu müptelalarıyla bir tutsa eminim koştura koştura dava açarlar. Peki soruyorum AKP’li bu vekilin bu sözleri ne olacak, onun hakkında da dava açılcak mı acaba?
Bu arada şunu da hatırlatmakta fayda var ki Birleşmiş Milletler’in 2005 yılı uyuşturucu raporuna göre dindar İran, dünyada uyuşturucu bağımlılığının en yüksek olduğu ülke. Al bakalım buna ne diyeceksiniz; ama korkmayın. Bu istatistiğe ve sizin nefret söyleminize rağmen biz dindar uyuşturucu müptelalarıyla sizi bir tutmayız. Ne diyordu Erdoğan: Dindar bir nesil özgürlüklere saygılıdır; dindar bir nesil, farklı düşüncelere, farklı inanç gruplarına da saygılıdır. O terbiyeyi alarak yetişmiş bir nesiliz biz. Bu saygının nasıl gösterilmesi gerektiğini de bugüne kadar gösterdik, bundan sonra da gösteririz. Evet, bunu gösterdi Erdoğan “Anamız ağladı” diyen çiftçinin anasına söverken de, medya patronlarına “Benim aleyhimde yazı yazan köşe yazarlarını işten kovun” derken de, olaysız masum protestolar sırasında halkın üzerine güvenlik güçlerini saldırtırken de, kendisini protesto eden adamı korumalarına dövdürürken de, kendisi hakkında eleştiri yapanlara koşa koşa dava açarken de Erdoğan farklı seslere ve görüşlere ne kadar saygısı ve tahammülü olduğunu gösterdi. Ha aslında hakkını yemeyelim Sivas’ta insanları diri diri yakan eli kanlı katillerin zamanaşımından yararlanmasına karşı CHP’nin hazırladığı kanun teklifine karşı çıkarken ve katillerin tahliyesi için “hayırlı olsun” derken de gösterdi hoşgörüsünü. İşte Başbakan bir insanlık suçunu, bir katliamı bile hoşgörebiliyor. E daha ne olsun?

Bir bakıyorum ki karşımızda bir Prokrustes elinde baltasını sallıyor ve haykırıyor: “Benim dindar kriterlerine uyan demir yatağıma uygun olacaksınız! Herkes bu yatağa sığacak!” Sonra kaldırıyor baltasını demir yataktan taşan bacağı kesmeye. Geriyor işkence ediyor dindar yatağa kısa gelene. Aman dur yapma, etme, diyorlar. Prokrustes kızıyor: “Ne o yoksa sen Ateist misin?” Evet, Prokrustes Ateistim, bir sakıncası mı var?

Hiç yorum yok: