Yahu
şu “önüne yatma, ardına yatma” tartışmasına girmeyeyim diyordum; ama lastik
gibi uzattıkça uzattılar, artık iki çift laf söylemek bir şey bilen ve dürüst
olan herkesin görevi oldu. Olayı zaten biliyorsunuz. Ensar Vakfı’nda 45 çocuk
tecavüze uğruyor. Bazı kabile kafasına sahip olanlar bu olay kendilerinin
dindar nesil fabrikalarında olduğu için kuruma en ufak bir ses çıkarmıyor. Bir
çocuk tecavüze uğrasa bunu kuruma maletmeyebilirsiniz, ikinci çocukta yine bu durumu
kuruma maletmeyelim diyebilirsiniz; amaa üçüncü bir çocuk tecavüze uğrarsa orda
dur! Artık orda bunun sorumlusu kurumdur. Ulan insaf üç değil, beş değil, on
değil, yirmi değil… Tam 45 çocuğa tecavüz ediliyor ve kurum horul horul
uyuyorsa o kurumdan artık hayır gelmez, acilen kapatılmalı ve yöneticiler en
ağır cezalara çarptırılmalıdır. Ancak bunu yapmak için asgari haysiyet sahibi
olmak gerekir. Gerçi ben 45 çocuğa tecavüzden kurumun haberi olmadığına hiç de
inanmıyorum, neden mi? Üç değil, beş değil, dile kolay 45 tecavüz hepsi de
gizli kalıyor, bunlardan kurumun haberi olmuyor öyle mi? Buna inanacak kadar
(aslında başka bir şey diyecektim ya “saf” diyeyim) saf olan var mıdır acaba?
Ayrıca çocukların ailelerine şikayetçi olmamaları için para teklif ediliyor,
bunu kabul etmeyenler tehdit ediliyor hâlâ mı bunun kurumla ilgisi yok?
Bu
ortamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, kalkıp diyor ki: “Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri
ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz” tecavüze
uğrayan çocuklar umrunda değil, amaç kurumu aklamak. Gelelim şimdi önüne yatmak
meselesine…
17-25
Aralık rezaletinde ses kayıtları dökülüp saçılırken bir kayıtta Rıza Sarraf,
hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığını, dönemin İçişleri Bakanı
Muammer Güler'e soruyor. Güler de ona: “Abicim
hiç sen o konuda sen rahat ol sen rahat ol... Vallahi böyle bir şey varsa senin
önüne ben yatarım ya...” diyor. Şimdi Muammer Güler orda bunu derken ne
anlamda diyor? Korumak anlamında, bir kişi birinin önüne yatarsa önüne yattığı
kişiye kötülük yapmak isteyen önce yatanı çiğneyecektir. Yerde yatanı
çiğnememek için onun hatrına diğer kişiye ilişilmez, önüne yatan kişi onu
korumaktadır. Nitekim bu kayıt ortaya çıktığında da kimse Güler’in eşcinsel
olduğunu ya da Güler ile Sarraf arasında cinsi anlamda ilişki olduğunu
düşünmedi. İşte Kılıçdaroğlu da Güler’in bu sözüne gönderme yaptı. Dün hırsızın
önüne yatıp, koruyanlar bugün de tecavüzcüleri koruyor anlamında şu sözleri
sarf ediyor: "Vakıfları
savunuyorlar. Çocuklara sahip çıkın, vakıflara değil. Valisi konuşmuyor, Milli
Eğitim Bakanı konuşmuyor. Aile Bakanı birilerinin önüne yatmış durumda o zaten
hiç konuşmuyor". Şimdi bunu tutup da cinselliğe çekmeye çalışmak için
ya kafasında seksten başka bir şey olmayan biri olmak lazım ya da insanın
IQ’sunun ayakkabı numarasına eşit olması lazım.
Bu
söz bilerek ve isteyerek saptırıldı amaç ne? Amaç tabii ki bu olaydan bile
mağduriyet devşirmek. Zaten daha önce 17-25 Aralık’ta soygunu, vurgunu, hırsızlığı
yapanlar “Paralel yapı bize bakın ne yaptı” diyip mağduru oynamıştı. Şimdi de
bu sözde cinsel ima var iddiasıyla çocuk tecavüzcülerini aklayanlar mağdur
oluyor. Hani yani nerdeyse tecavüze uğrayan 45 çocuk mağdur değil ama çok
ilginç bir şekilde tecavüzcüleri koruyan bakan mağdur. Ayrıca böyle bir skandal
patladıysa bunun bir numaralı sorumlusu da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’dır
ve bu rezaletin ardından bakanın yapması gereken istifa etmektir. Bunu ben
demiyorum bunu kanun diyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “En önemli görevi çocukların her türlü
ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere; ulusal
politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, çocuklara yönelik
sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve
kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu
sağlamaktır.” Bakan istifa etmedi
hatta istifa etmesi gündeme bile gelmedi. Hatta bakanın istifasının istenmesi
şöyle dursun AKP grup toplantısında
içeri giren Ramazanoğlu alkışlarla karşılandı bir de üstüne “Türkiye
seninle gurur duyuyor!” sloganı atıldı. Hükümete bu kadar yakın bir kurumda 45
çocuğun tecavüze uğramasının ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı istifa
etmiyorsa onunla gurur değil utanç duysanız iyi edersiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder