8 Ağustos 2009 Cumartesi

SALİH'İN DEVESİ

Salih peygamberin Semud kavmine gönderilişi ve kavmini bir deve vasıtasıyla imtihan edişini anlatmadan önce Salih peygamberin bu imtihanının Kuran’da kaç kez anıldığına bakalım. Bu olay Kuran’da altı ayrı surede tam altı kez anlatılır. Bu sureler: Araf, Şuara, Hud, İsra, Kamer ve Şems sureleridir. Malumunuz olduğu üzere Kuran’ın yazılışı 22-23 yıl sürmüştü, belki de bu süre içinde Muhammed Salih’i ve mucize devesini anlattığını umutup tekrar tekrar anlatmıştır yoksa böyle bir şeyin neden altı kez anlatıldığını başka türlü açıklamaya çalışmak ancak aklını cebine koyup Kuran’daki bir mantık dışılığa kılıf uydurmadır.

Bakalım şimdi şu Salih’in mucize devesi Araf suresinde nasıl geçiyor:
Semud (toplumuna da) kardeşleri Salih'i (gönderdik. Salih:) "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir: Allah'ın bu dişi devesi size bir belgedir; onu salıverin de Allah'ın arzında otlasın, ona bir kötülükle dokunmayın, sonra sizi acı bir azab yakalar" dedi. (73)
• "(Allah'ın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın. Ki onun düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlardan evler yontuyordunuz. Şu halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın." (74)
• Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler), içlerinden iman edip de onlarca zayıf bırakılanlara (müstaz'aflara) dediler ki: "Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" Onlar: "Biz gerçekten onunla gönderilene inananlarız." dediler. (75)
• Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de şöyle) dedi: "Biz de, gerçekten sizin inandığınızı tanımayanlarız." (76)
• Böylelikle dişi deveyi öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de şöyle) dediler: "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vaadettiğin şeyi getir, bakalım." (77)
• Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. (78)
• O da onlardan yüz çevirdi ve (şöyle) dedi: "Ey kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz." (79)

Diğer surelerde de olay ancak bu kadar anlatılır. Şimdi Kuran her ne kadar apaçık bir kitap olduğu çeşitli defalar vurgulanmış olsa da bu ayetlere bakıp olayı tam olarak anlamak mümkün değil. Mesela deve neden bir mucizedir deve her yerde görülebilen bir hayvanken bu olaydaki devenin mucize oluşu nerden kaynaklanır? Buna Kuran’da bir cevap bulamayız. Bu yüzden Araf suresini anlamak için İbn Kesîr’in tefsirine bakmak lazımdır. Tefsir bildiğiniz gibi hadislere dayanarak yapılmaktadır. Ve İbn Kesîr’in tefsiri okununca bu sure anlaşılır olmaktadır.

İbn Kesîr’in tefsirine göre kavmi Salih’ten kendilerine bir mucize göstermesini isterler. İstedikleri mucize de şudur, bir kayayı gösterirler işte bu kayadan karnı aç ve on aylık gebe bir deve çıkarsa sana inanırız, derler. İşin tuhaflığına bakın, istenen mucizeye bakın; mucize istesem ne bileyim bir hayvanı konuştur derim, gökten taş yağdır derim, ağzından alev çıkar derim ama kırk yıl düşünsem kayanın içinden deve çıkar demek aklıma gelmez. Ayrıca neden deve gebe olacak onu da anlamış değiliz. Her neyse devam edelim. Salih kalkıp namaz kılıyor, dua ediyor sonra da kaya hareket etmeye başlıyor ve yarılıyor kayanın içinden on aylık hamile bir deve çıkıyor. Deve daha sonra yavrusunu doğuruyor bir gün deve bu kavmin kuyusundan su içiyor bir gün de Semud kavmi o kuyudan faydalanıyordu. Devenin kuyudan su içtiği gün semudlular deveyi sağıp devenin sütünü içiyorlardı. Bir gün kuyuyu bir gün deveye verip bir gün kendileri kullanmak yerine her gün kuyuyu kullanmak için deveyi boğazlamaya karar veriyorlar. Ve bir gün Semud kavminden dokuz kişi devenin sudan dönüşünü bekliyorlar ve sonra da deve görününce saldırıp onu boğazlıyorlar. Yavrusu kaçıyor fakat peşine düşüp annesiyle birlikte onu da boğazlıyorlar. Salih deveyi boğazladıklarını görünce ağlıyor ve “Yurdunuzda üç gün daha kalın…” diyor. Deveyi öldürdükten sonraki ilk gün tüm Semud kavminin yüzleri sapsarı oluyor; ikinci gün yüzleri kıpkırmızı olur; üçüncü gün ise yüzleri kararıyor; dördüncü gün “Güneş doğdu ve gökten üzerlerine bir sayha, altlarından da şiddetli bir sarsıntı geldi. Canları çıktı ve bir saat içinde hepsi helak oldu.”

Her şeyden önce kayanın yarılıp içinden deve çıkması bir saçmalık, suratlarının üç gün boyunca Almanya bayrağının renklerine bürünmesi (sarı, kırmızı, siyah) ayrı bir zırvalık en az bunlar kadar saçma olansa kayanın içinden deve çıkaran adamı dinlemeyip hiç korkmadan deveyi öldürebilmeleri. Bir masal kitabı için bile bu kadar saçmalık fazla günümüzden 14 asır evvel çölde yaşayan cahil insanlar Kuran için “eskilerin masalları” diyor. Bu Kuran’da bile geçer:

ENFAL SURESİ : 31 Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"

KALEM SURESİ : 15 Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"


Yazık ki 14 asır önce sağlıklı bir beynin düşünebildiğini din afyonu yemiş 21. yüzyıl beyni idrak edemiyor ve Kuran denen masal kitabına iman ediyor.

5 yorum:

Mehmet dedi ki...

Ömründe mecaz anlam, kıssas diye birşey duymadınız siz herhalde!

Ayrıca herşeyi geçtim hedefiniz nedir?

Herşey ortada inanmak istediğiniz gibi yaşayın ama öldükten sonra yok olacağını düşünüyorsan neden ölmek istemediğini ve içindeki sonsuzluğa olan özlemini bana açıklaya çalış.

Bir bilgisayar asla hissetmez ve kapat komutuna hayır beni kapatma demez. Çünkü can ve süreklilik dileği yoktur ya sizde?

Öldükten sonra sizi kurtaracağını düşündüşünüz şeyleri savunun çünkü onlara muhtaç olacaksınız!

Adsız dedi ki...

ibda-arastirir bilgi toplar analiz eder sentezler ve sonuca varir

Yüce Manitu dedi ki...

Abdi'ye selam söyle, beklerim...

Adsız dedi ki...

baska bir adsiz da soyle der:
kotuler ancak karanliktan konusur, tehdit eder, verecek cevabi yoktur.

uyanis dedi ki...

icinde ateste yakma tehdidinin ve santajinin bulundugu bir dini inanista, bu dine mensup kisilere inananlarmi yoksa ne olursa olsun inanmaktan baska care birakilmamis zavallilarmi demek daha dogru olur acaba.
fakirlik ve cehaletle beslenen tum insan uydurmasi inanislarin yok olmasi dilegi ile... baris icinde kalin...