21 Ağustos 2012 Salı

VATAN SAĞ OLSUN

Dün Antep’te bir karakol yakınında bomba yüklü bir araç patladı 9 kişi öldü 69 yaralı var. Saldırıyı PKK mı yaptı yoksa başka bazı çetelerin işi mi şimdilik meçhul.
PKK’ya yakın bâzı haber kaynaklarından öğrendik ki PKK bu saldırıyı kendisinin yapmadığını iddia ediyor. PKK  "20 Ağustos günü Antep merkezde bir patlama meydana gelmiştir. Bu patlama ile güçlerimizin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Kamuoyu ve halkımız da bilmektedir ki güçlerimizin sivillere yönelik bir girişimi olamaz" diyor. PKK yapmamış da olabilir yapmış da olabilir bunu bilemeyiz.
Şimdi bazıları “PKK neden bayram günü kendisine zarar verecek, halkta nefret uyandıracak böyle bir eylem yapsın?” diyor olabilir, hatta “olabilir”i geçtim diyor. Ama unutmamak gerek ki Dersim’de 30’ların sonunda yaşanan vahşetten söz eden, ırkçı olmayan, devlet içinde cesur ve muhalif bir ses hatta ve hatta Kürt kökenli bir vekil olan Hüseyin Aygün’ü de PKK kaçırdı ve büyük bir tepki çekti. PKK’nın bu aralar nasıl bir akıl tutulması yaşadığını anlayamıyorum. Sen tut bir sürü AKP’li faşist dururken sana “özerklik” vaat eden bir partiden hem de Aygün gibi bir muhalif adamı kaçır. AKP açılımdan bahseder etmez sağı solu bombalamaya, barış umudu daha yeşermeden boğmaya da uğraşmıştı PKK.  Nitekim başarılı da oldu umutlar suya düştü.
İkinci bir şey de benim kafamı kurcalıyor, o da şu: PKK’dan açıklama yapan kişi –artık her kimse-   güçlerimizin sivillere yönelik bir girişimi olamaz" diyor. Ama Antep’te zaten hedef siviller değildi ki… Hedef aslında karakoldu. Fakat patlama tam da belediye otobüsü geçerken gerçekleşti. Bu yüzden hedef siviller olmasa da ölen ve yaralananlar siviller oldu. Eğer bunu PKK değil de Ergenekon ya da Jitem gibi bir çete yapıp da PKK’nın üstüne yıkmak istese karakolu hedef alacağını zannetmiyorum. Doğrudan sivil halkı hedef alırlar ki bunu PKK’nın yaptığını düşünen insanlar PKK’ya karşı nefret beslesin. Ama karakolun hedef alınması gösteriyor ki bu iş büyük ihtimalle PKK’nın işi. Yalnız tam da o sırada geçecek bir otobüs hesaba katılmıyor veee… Manzara ortada. “Pardon yav, otobüsü düşünmemiştik.” desen olmaz şimdi.
Aslında hâlâ da kesin konuşmamak gerek buna rağmen PKK yapmamış da olabilir bunu. Ha o zaman neden yapmış olabileceğini savundum? Çünkü daha önceden de dediğim gibi PKK bu aralar tuhaf bir akıl tutulması yaşıyor. Aygün’ü kaçırmak gibi olmayacak bir işi yapması ne tür bir akıl tutulmasından muzdarip olduğunu gösteriyor zaten. Fakat asıl üzerinde durulması gereken bu değil. Asıl üzerinde durulması BDP’nin PKK’nın yasal uzantısı olması ve 30’dan fazla milletvekiliyle mecliste yer alması. İnsanları “hain”, “alçak”, “katil” diye yaftalayıp geçmek üzerinde hiç kafa yormamak mı doğru yoksa bunlar halktan nasıl oluyor da böyle büyük bir destek alıyorlar, binlerce insan bırak yasal kanadına oy vermeyi nasıl canını bile ortaya koyup dağa çıkıyor, onlara bunu yaptıran nedir, demek mi doğru? Öyle ya evinde rahat rahat oturmak varken bir insan neden dağa çıksın, mağaralarda yaşasın, ölüp öldürsün? Diyarbakır cezaevinde işkence olsun diye b.k yedirilen adam dağa çıkmasın da ne yapsın? Fiziksel işkencenin yanı sıra, eli kolu bağlanıp gözlerinin önünde küçük kızına polisler tarafından tecavüz edilen baba dağa çıkmasın da ne yapsın? Doğu’da polisin tecavüzüne uğrayan Kürt kızı dağa çıkmasın da ne yapsın? Bir asırdır kimlikleri dilleri inkar edilen, okullarda her gün “Türk’üm” diye haykırmaya zorlanan Kürtler… çarşıda pazarda insanların tiksintiyle baktıkları “kırolar”…  anadilini konuştu diye hapse girenler… Hastasını hamilesini karda kışta hastaneye koşturmaya uğraşanlar… çalışmak için gittiği İstanbul’da sigortasız çalışırken bilmem kaç metreden düşüp sakatlanıp da tazminat alamayanlar… Pozantı cezaevinde tecavüze uğrayan erkekler… Bu kadar illeti bu kadar zilleti çekerim, razı olurum diyen var mı? “Gözümün önünde karımı, kızımı hatta sonra da beni …seler bile ben dağa çıkmam, vatan sağ olsun!” diyen varsa hay hay hiç kafa yormasın bu mesele üzerine. Yıllardır süren bu iç savaş üç beş hainin işi diyip geçsin.  

Hiç yorum yok: