14 Ekim 2013 Pazartesi

DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ VE BİR BAŞBAKAN’IN KONUŞMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Türkiye, Kanada ve Peru 2011 yılında BM Genel Kurulu'na bir karar tasarısı sunmuş ve 11 Ekim'in Dünya Kız Çocukları Günü olmasını teklif etmiş. Karar tasarısı kabul edilmiş. 2012'den itibaren de 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü olarak kabul edilip kutlanmaya başlamış. Zaten 8 Mart varken böyle bir şey gereksiz, saçma bir girişim ve tamamen show amaçlı. Kadınlara kaç çocuk doğuracağını söyleyip ertesi gün hapının (hapı alanları fişlemek için) reçetesiz satışını yasaklayan bir hükümetin kadına zerre kadar değer vermediğini anlamak için alim olmaya gerek yok. Dünya Kız Çocukları Günü Çalıştayı'nda konuşan Erdoğan, gerçekten bir hayli ilginç sözler sarf etmiş. Bakınız Erdoğan ne diyor: “Benim erkek oğlum, Boğaziçi’ni kazandığı halde gidemedi. Gitti Master'ını Harward'da yaptı. Kızım aynı şekilde. Başörtülü olduğu için kendi ülkemde okuyamadı" haydi kızını anladık da oğlun da mı başörtülüydü ne demek yani oğlum burada okuyamadı da Harward’a gitti? Konuşmanın uzun bir kısmını bundan 1400 yıl önce yaşamış bir kabile reisine ayıran ve bu yolla din sömürüsü yapmaya devam eden Erdoğan “Peygamberimiz kızını şöyle severdi, kızını böyle öperdi…” diye laflar söylemiş. Şimdi lafı “peygamber efendimiz”e getirmeye ne gerek var, sürekli İslami motifleri kullanarak oy toplamaya çalışmak çok çok çirkin bir numara ve artık iyice mide bulandırmaya başladı. Gezi Parkı protestolarında sırf anayasada tanınan demokratik haklarını kullandılar diye insanlara saldırıp kimini öldürür, kiminin gözünü çıkarır, kiminin iki adım yakınından biber gazını suratına sıkar, kiminin kemiklerini kırar, kimini kanlar içinde bırakırken bu millet Allah’tan korkup korkmadığınızı gördü zaten. Camide içki içtiler, başörtülü bir bacımızı taciz ettiler, diye iftira atarken de hakkınızda bir fikir edindik. “Batıda daha 18. yüzyıla kadar kadınların insan olup olmadığı tartışılıyor, kadınlar toplumdan soyutlanıyordu.” diyor Erdoğan. Velev ki bu dediğin doğru olsun artık 18. yüzyılda değil 21. yüzyılda yaşıyoruz. Aradan üç asır geçmiş bugüne bir bakalım. Batı’da mı kadına yönelik taciz, tecavüz, şiddet daha çok Türkiye’de mi? İtalya’dan yola çıkan Pippa Bacca, Erdoğan’ın o beğenmediği Batı’dan yola çıktığında yolculuğa İtalya’dan başladı İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan ve Bulgaristan’dan geçti kadıncağız hiçbir kötülük yaşamadı. Türkiye’ye girdiği gibi daha Kocaeli’nde tecavüze uğrayıp öldürüldü. Allah aşkına kimi kandırıyorsunuz siz? Kadınları kimin insandan sayıp kimin insan olarak görmediği kabak gibi ortada. Avrupa’da mı kızını başlık parasıyla satma geleneği var Türkiye’de mi? Batı’da mı zorla evlendirilen çocuk gelinler daha çok Türkiye’de mi? Şimdi bir samimiyet testi yapalım mı ne dersiniz? Erdoğan, her konuşmasında Kuran’dan, hadisten, peygamber efendimizden vs. bahsediyor ama işine gelince Allah’ın emrine karşı çıkanları da övüyor. Bu ne perhiz ne lahana? Bakın Erdoğan ne diyor: “Bugün bile kız çocuklarını belli imkanlardan yeterince yararlandırmayan anne babalar var. Örneğin mirası paylaşmada... Mesela benim bölgemde karadenizde, doğuda buna benzer uygulamalar var. Kızı mirastan tamamen dışlayıp erkekler arasında paylaşanlar var. Onun için medeni kanunumuz kayıt altında olanlarda yüzde 50 yüzde 50 kız erkek paylaşımı getirdi mirasta.” Bakalım Allah ne diyor: “Miras konusunda, Allah çocuklarınız hakkında şöyle emreder: Erkeğin hakkı, kadının hissesinin iki mislidir.” (Nisa suresi 11. Ayet) Ne oldu, az evvel “peygamber efendimiz” diye nutuk atan imam hatip mezunu Erdoğan Kuran’ın bu hükmünü bilmiyor mu? Belki de bizim bilmediğimizi zannediyor. Bu ülkede Kuran’ı sadece sen mi okuyorsun Erdoğan? Resmen yüzde 50 yüzde 50 kız erkek paylaşımı yaparak Allah’ın emrine karşı gelenleri tasdik ediyor, şirk koşuyorsun. Bir net ol bakalım, kim bilir belki de belediye başkanıyken söylediğin “Ya Laik olacaksın ya Müslüman” lafı doğrudur. Anlaşılan sen Müslümanlığı bırakıp Laik olmuşsun. Erdoğan’ın konuşmasında başka bazı sözleri de vardı: “Bu ülkede okuyamadılar. Niye? Başörtüsü var diye. Bunlar başındaki bir örtüyle uğraşacak kadar cahil ve zavallı.” Bilenler bilir ben 28 Şubat’ta dahi başörtü özgürlüğünü savundum. Ama kadının tek özgürlüğü başını örtme özgürlüğü müdür? Mesela kadınların tacize uğramadan sokakta dolaşma özgürlüğü de var. Saat 22.00’den sonra içki içmek de bir özgürlük değil mi? Bunun yanı sıra mini etek ve dekolte de başörtü gibi bireysel bir özgürlüktür onu da savunurum. Ama senin bakanın Erdoğan… Senin bakanın başka işi yokmuş gibi televizyonda bir yarışma programına çıkan kadının dekoltesini diline doladı ve onu işten attırdı, ekmeğinden etti. Buna da “cehalet ve zavalılık” dedin mi? Hani “her türlü ayrımcılığa karşı”ydınız? Kadınlara doğuracağı çocuk sayısını sipariş ederek onlara kuluçkaya yatmış tavuk muamelesi yapan biri tutup da kadınlara saygı duymaktan bahsetmesin. Eylemde kemiği kırılan bir kadından bahsederken “Kadın mıdır kız mıdır bilemem” diye konuşan, üstüne vazifeymiş gibi bir eylemcinin bekaretini sorgulayan birinin kadına ne gözle baktığı zaten ortadadır. Hele hele birine tutup da “Ananı al!” diyip anaya küfreden biri annelere saygıdan hiç bahsetmesin. Erdoğan, konuşurken sık sık “Ben annemin ayağının altını öperdim.” diyor. Kendisi tutup da annesinin ayağının altını öpen biri başkasının anasına bu kadar rahat sövüyorsa o kişide anne sevgisi yoktur. Bunun adı olsa olsa bencilliktir. Gözatındaki kadınlara tecavüz eden Sedat Selim Ay terfi ettirilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden sorumlu il emniyet müdür yardımcısı olduğunda tartışmalar devam ediyorken kadınlara karşı büyük bir saygı besleyen başbakanımız terfiyi savunup “Polisimi yedirtmem.” demişti. Bunu da hatırlattıktan sonra ikiyüzlü ülkemin tüm küçük kadınlarının Dünya Kız Çocukları Günü’nü kutlarım.

Hiç yorum yok: