4 Ekim 2014 Cumartesi

AL UCUBE DÜZENLEMENİ BAŞINA ÇAL!





          Tartışmaya geçmeden önce şu ibretlik, ucube, garabet maddeye bir bakalım. Bu madde Bakanlar Kurulu’nca22 Eylül’de kararlaştırıldı:

"Okullarda yüzü açık bulunur; siyasi sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz; saç boyama, vücuda dövme ve makyaj yapamaz, pirsing takamaz, bıyık ve sakal bırakamaz."

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27284245.asp

Gerçi burada okullar diye bir genelleme var ve bir sonraki maddede “ilkokullar içinde baş açık bulunur” maddesi var. Ama Milli Eğitim Bakanı ortaokullarda da başörtünün serbest olacağını söyledi. Hatta yasaya geçmiş olmasa da ilkokulda da serbest olacaktır. Bakın ve görün. Ama serbest olsun iyidir, güzeldir. Gerçekten serbest olsun ben başka bir taraftan karşı çıkacağım.

Bu karara muhalefet bu şekilde türban yasak kalsın şeklinde olmaz. Elbette serbest olsun. Özgürlük istiyorsak yasakların değil özgürlüklerin genişletilmesini savunmalıyız. Ortadoğu kafası kaç kere söylesek de bunu algılamakta zorluk çekiyor.

Şimdi ilkokullarda başörtü serbest ve diyorsunuz ki bu bireysel bir özgürlük. Tamam iyi, hoş, güzel… güzel de siyasal sembol taşıyan fular, bere ve şapka da bireysel bir özgürlük değil mi? Makyaj yapmak da bireysel bir özgürlük değil mi? Saçını boyamak en az başını örtmek kadar bireysel bir özgürlük ve tercih değil mi? Madem özgürlüklere bu kadar saygılısınız bir insanın kendi vücuduna dövme yaptırması neden yasak? Bıyık ve sakal bırakması neden yasak?

O yasak, bu yasak, şu yasak… Her şey yasak ama başörtüsü serbest. Üstüne her şeyi yasaklayan bu utanmaz bu pişkin zihniyet gayet rahat “kimsenin yaşam tarzına karışmıyoruz” diyor. Daha ne olsun? Daha ne kadar karışabilirsin?

Tayt, şort, mini etek de serbest olsun. Kesinlikle olmalıdır da. Başörtüye özgürlük isteyenler işte bunlara da özgürlük istedikten sonra gerçekten özgürlük istediklerine inandırabilirler insanları. Özgürlüğü kendisi için isteyip başkasının yasaklarını sürdürmek hatta fırsatını buldukça başkalarına saldırmak ve aşağılamak en hafif tabiriyle yalancılıktır, ikiyüzlülüktür.

Ben senin mini eteğine karışıyor muyum, lafını hatırlayın. Bunu kim demişti? Hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsunuz değil mi, bu lafı çoktan unuttunuz, adım gibi eminim toplumumuzun –artık nasıl bir yöne doğru gidiyorsak- yüzde doksanı bunu unuttu; evet evet çoktan unuttu.  Zaten bizim en kötü özelliğimiz de bu balık hafızamız değil mi? Bu sözü sarf eden kişi ağzında şunu sakız ediyor zaman zaman “benim başörtülü bacılarım” madem sen kimsenin yaşam tarzına karışmıyorsun o zaman kalk “benim mini etekli bacılarım”, “benim bikinili bacılarım”, “benim üstsüz güneşlenen bacılarım”, “benim dekolteli bacılarım” da de. Neden bu lafları demiyorsun. Hatta bu lafların neden denmediğini sorduğumda bazılarınızın tüyleriniz diken diken oluyor değil mi? Evet, buna eminim.

 Bunun tartışılması yersiz zaten başörtü yıllardır serbest. Evet, fiilen başörtü ilkokulda da serbest hatta birkaç yıldır serbest; sadece fakir bir semtteki ilkokula gidin bakın ve görün. Neden ilkokullarda başörtü serbest de diğer siyasal simgeler yasak? Anlayamadım ne dediniz? Onlar daha oyun çocuğu, onların siyasi görüşü olamaz, onlar siyaseti kavrayamaz mı dediniz? Onların kafasını siyasetle dolduramayız reşit olsunlar özgür bireyler olarak buna kendileri karar versinler mi dediniz? İşte tam da bu yüzden yasaklanmasına karşı olsam da bir çocuğun başının örtülmesini iğprenç buluyorum, işte tam da bu yüzden çocuklara anlamadıkları Arapça dualar ezberlettirilmemeli, diyorum. İşte tam da bu yüzden zorunlu din dersinin ne kadar iğrenç bir uygulama olduğunu teşhir ediyorum!

Hiç yorum yok: