“Mısır'da, halkın oylarıyla
seçilmiş cumhurbaşkanı darbeyle indirilirken, verdikleri oyun hesabını sormak
isteyen binlerce masum katledilirken, Birleşmiş Milletler de demokratik
ülkeler de bunu sadece izliyor. Ve bu darbeyi yapan kişi meşrulaştırılıyor.
Eğer demokrasi diyorsak sandığa saygı duyalım. Yok demokrasi değil de darbeyle
gelenleri savunacaksak o zaman bu BM niye var diye merak ediyorum.” Erdoğan’ın bu sözleri Mısır’la aramızda kriz
çıkarmaya yetti de arttı bile. Önce Mısır’dan Erdoğan’a tokat gibi bir yanıt
geldi: “Türkiye Cumhurbaşkanı'ndan
bu tür yalan ve iftiraların gelmesi şaşırtıcı değil. Kendisi terörist
gruplara politik ve finansal destek vererek Orta Doğu'da kaos
yaratmaya ve bölünmeyi yaygınlaştırmaya çok hevesli. Bölge
halklarının refahını yok etmek ve kendi kişisel ihtiraslarına ulaşmak için
terör örgütlerini barındırıyor.” Ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Mısırlı meslektaşı Samih Şükri
ile New York'ta görüşmesi planlanıyordu. Erdoğan'ın konuşması sebebiyle Mısır iki
ülke dışişleri bakanlarının görüşmesini iptal etti. Ortada adamakıllı bir sebep
yokken Mısır’la düşman oluşumuz yetmiyormuş gibi Erdoğan bu sözlerle resmen
kendi bacağına kurşun sıkıyor. Gelin şu sözlere bir bakalım.
Erdoğan “verdikleri
oyun hesabını sormak isteyen binlerce masum katledilirken”diyor. Senin
ülkende hiçbir masum katledilmezse bu lafı dersin anlarım; ama sen camdan bir
evde oturuyorsan başkasının evine taş atamazsın. Atarsan da sonuçlarına
katlanırsın. O taşın geri dönüşü çok sert olur. Sen burda Gezi Parkı
protestoları sırasında 10 kişiyi öldürttün ( Önce 7 kişiydi ama dil kanseri
olan genç, Berkin Elvan ve Ali İsmail daha sonra öldü onlarla ölü sayısı 10’a
yükseldi. ) Tam rakamı bilemiyoruz ama kesin olan şu ki 10 binden fazla insan yaralandı, 91 kafa travması yaşandı, 11
kişi gözünü kaybetti… Ne için? Haklarını aradılar. Verdikleri oyun hesabını
sordular, gölgelerinde dinlendikleri ağaçların kesilmesini istemediler.
Haftalarca Mısır’dan beter olduk. Acımadın, en acımasız şekilde üstümüze
saldırdın. Daha ilk günlerde Erdoğan müthiş bir korkuya kapıldı ve adeta aklını
yitirmiş gibi şiddete başvurdu. 21. yüzyılda hiçbir Başbakan’ın kendi halkına
reva göremeyeceği gayrı meşru yollara başvurdu ve daha ilk 15 günde 150.000
adet gaz bombası atıldığı, 3.000 ton su sıkıldığı, OC Gas, CS Gas ve CR Gas
olmak üzere 3 çeşit gaz sıkıldığı, göz gibi hassas organlarda kalıcı hasarlar
verebilen FN-303 adlı silahtan göstericileri boyamak için ‘bizmut’ içeren
kapsüller atıldığı ortaya çıktı. Yalnız şunu hatırlatayım: Bu sadece ilk 15
günün bilançosu. Biliyorsunuz ki gösteriler günlerce sürdü. Üstüne Erdoğan hiç
utanmadan şunu dedi: “İçişleri Bakanıma
24 saat içinde AKM’yi ve Cumhuriyet Alanı’nı temizleyin dedik. Şimdi soruyorlar
‘Polise talimatı kim verdi?’ diye. Polise talimatı ben verdim. İşgal
kuvvetlerini mi izleyecektik?” hiçbir utanma sıkılma emaresi göstermeden
kendi vatandaşlarına işgal kuvvetleri
diyecek seviyede biri başbakan olsa ne yazar cumhurbaşkanı olsa ne? Her şeyden
önemlisi önce insan olmaktır. Bir hiç uğruna, saçma sapan bir sidik yarışı için
“Bana ne, bana ne! Benim dediğim olacak
işte!” inatlaşması yüzünden insanlar ölürken, yaralanırken başını yastığa
koyup uyudun, rahat rahat uyudun. Vicdanın sızlamadı, gerçi sızlaması için
vicdanın mevcut olması lazım. Bu detayı atladık sanki. Var demiyorum, yok da
demiyorum. Şunu diyorum bir insanda vicdan olup olmadığı o insanın
davranışlarıyla belli olur. Artık varın kararı siz verin. Sus Erdoğan, sus
konuşma! “Masumlar katledildi” deme.
Sen sadece seni protesto edenleri değil sana oy veren masumları da
katlediyorsun. Tuzla’daki tersanede, Mecidiyeköy’deki inşaatta… 8-9 gün geçmeden
daha Mecidiyeköy’de ölenlerin kanı kurumadan Kartal, Esenyurt, Kırşehir,
Zonguldak ve Konya‘daki inşaatlarda bir gün içinde 5 kişi öldü. Soma’daki
madende, 665 kişiyi katlederek rekor kırdın. Sus Erdoğan, sus! Allah aşkına
konuşma, masumları katlediyorlar, deme sus!
Gelelim
tekrar Mısır’a. Mısır’da bir darbe oldu, evet ama bu Mısır’ın iç sorunu sen
önce kendi demokratikleşmene bak sonra Mısır’a hönkür. Ayrıca darbe konusunda
bu kadar hassas isen darbeyle işbaşına geçen Ömer el Beşir’i neden devlet
töreniyle karşılıyorsun? Masumların ölmesini çok önemsiyorsan neden bir
soykırım suçlusunu Türkiye’ye getirtiyorsun? Birleşmiş Milletler'e göre, Ömer
Beşir’in suçlu olduğu soykırım sırasında Sudan’da 300 bin kişi öldürüldü ve 2
milyon 700 bin kişi de evsiz kaldı. Darbeci değilsen neden 12 Eylül darbesinin
ürünü zorunlu din dersi saçmalığını devam ettiriyorsun? Erdoğan sus, sus
Erdoğan, sus konuşma Erdoğan! Ağzını açtığın gibi kriz çıkarıyorsun. Türkiye’yle
Suriye’yi savaşın eşiğine getirdiğin yetmedi, Gezi Parkı protestolarıyla
Türkiye’de iç savaş çıkarıyordun; o da yetmedi şimdi de Mısır’la ilişkileri
geriyorsun. Erdoğan sus, sus artık, sus! Sadece kendine zarar versen iyi. Yeter
artık, yeter zarar verdin herkese, her şeye sus Erdoğan, sus!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder