5 Kasım 2014 Çarşamba

TOKMAK YİNE AYNI TOKMAK VURAN ELLER DEĞİŞTİ!

TOKMAK YİNE AYNI TOKMAK VURAN ELLER DEĞİŞTİ!
Bir zamanlar 28 Şubat denen bir şeyi yaşamıştık sanırım 1997'ydi. "Sincan'da tanklar yürüdü" lafı uzaktan kumandasız TV'de ağır ağır ilerleyen tankın görüntüsü daha dün gibi kafamdadır. Ne cebimde beş para, ne şimdiki gibi ucuz ve bol gazete, kitap, dergi... ne de internet vardı. Her şeyi akşam haberlerinden öğrenmeye çalışıyorduk. Nesnel olarak şimdiki şeyler olmadığı gibi öznel koşullar da şimdiki gibi değildi. Yaşım ve tecrübem, o zamanki birikimim bu gibi özel şartlar itibariyle de her şeyi kavrayamıyordum. Ama kavrayabildiğim bir şey vardı birileri işine geldiği için dinî cemaatler üzerinde terör estiriliyordu. 
Yok efendim Fadime diye Kırmızı Başlıklı Kız masumluğunda biri varmış da en az 20 yaşındaki (belki daha da büyük) bu kıza önüne gelen şıh “Gel sana bir okuyup üfleyim” demiş. Önce Ali Kalkancı sonra Müslüm Gündüz boyuna üflemiş. Küçücük kızın ırzına geçmişler. Hepsi de tarikat cemaat vay namussuz adi cemaatler vay. Bir kere Fadime Şahin reşitti. Yakın tarihlerde bir gazeteci bozuntusunun anasının eline para sayıp adeta satın almaya kalktığı yavrucak gibi 13-14 yaşında değildi.  Bu bir, ikincisi ise her şey karşılıklı rıza ile olmuştu. Eğer iki taraf da reşitse pek hoşuma giden bir ifade değil ama “alan razı veren razı” durumunda suç olmaz ki. İşin içinde bir şeyler vardı. O güne kadar cemaat yok muydu? O güne dek şıhlar müridlere hiç üflememiş miydi? Böyle tuhaf olaylar hem işi sulandırıp biraz magazin katarak daha çok insanın ilgisini çekiyordu hem de alttan alta bir algı operasyonu yürütülüyordu. İnsanlar tehlikede olduklarına ikna ediliyordu. Asıl tehlikelerin (işsizlik, yoksulluk, çevre katliamı vb.) üstü örtülmüştü hem de üstleri başörtüsü ile örtülmüştü. Bütün bu tehlikeler yok kertesine indirgenmiş ve başı örtülü insanlar, sarıklı cübbeli insanlar öcüleştirilmişti.  (Aslında bu da oyunun bir parçasıydı Kemalistler de kullanılıyor ılımlı İslam tezgahı hazırlanıyordu. Erdoğan’ı birkaç aylığına hapse gönderenler ona yapabilecekleri en büyük iyiliği yapmıştı ve bir sistem değişikliği hedefine varmak için sunî bir mağduriyet yaratılıyordu.)
Şimdiki iktidarın otoriteyi paylaşamayana kadar can ciğer kuzu sarması olduğu Fethullah amcaları da o dönemde yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. Yıllar sonra o zamanlar kader birliği içinde olduğu birinin kendisine “Pennsylvania’daki zat” hatta “sahte peygamber”, “haşhaşî”, “sinsi virüs” diyeceğini nerden bilecekti ki. O aralar yoldaştılar. Artık Erdoğan, Gül ve ekibi Erbakan’ı dinlemiyor, ondan uzaklaşıyor… ondan uzaklaştıkça da Fethullah Gülen’e yanaşıyorlardı.
Velhasılı operasyon başarıya ulaştı. “Muhafazakâr” tabir edilen kesim iyice bir mağdur edildi, Kemalistler de şeytanlaştırıldı. Hoş gayet kolay şeytanlaştırıldılar Çünkü pek öyle ağzını açıp “Yahu ne yapıyorsunuz, her şeyi giyim kuşama indirgemeyin. Rahat bırakın insanları. Bırakın isteyen istediği gibi giyinsin, isteyen istediği gibi yaşasın” diyen Kemalist’e raslamadık. Böyle bir direnç 28 Şubat tezgahını yıkıp darmadağın ederdi ama nerdeee… Kendine benzemeyen insanların canına okunması toplumumuzun kahırı ekserisi için hiç önemli değil. Sağcısı da solcusu da bundan bağışık değil. Bir grup yıllarca Ermenilere, Rumlara, Alevilere girişilen katliamların üzerini örtmeye uğraşıp dururken; Bosna için ağladı. Gelgelelim onun tam karşıtı olan bir başkası da bu katliamların varlığını kabul ederken sırf eski Yugoslavya Stanilist blokun bir parçası olduğu için Boşnaklara yapılan katliam ve tecavüzleri yıllarca görmezden gelip NATO uçakları katliamcıları bombalayınca isyan etmişti. “NATO kana doymuyor” demişlerdi. Öyle ya ne kana doymazlık bırakın işkence, katliam ve tecavüz devam etsin tek şu “işçi devleti” dediğiniz “Sosyalist” Yugoslavya’ya halel gelmesin. Bir şeyin parçası olmak mesele değildir. Doğru vardır yanlış vardır. Doğru kimden gelirse gelsin doğrudur yanlışı da kim yaparsa yapsın yanlış yanlıştır. Kürt hareketini eleştirince beni Türk şovenisti gören küçük beyinliler şimdi de Sosyalistleri eleştirdiğim için bana “hain” diyecekler desinler bakalım. Benim için tek önemli olan şey şu dediklerim doğru mu yalan mı? Gerisi laf u güzaf.
Gelelim 28 Şubat’ın neden tezgâhlandığına, böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuldu? Artık Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılması gerekiyordu, şeriatçı da olsa şu da olsa bu da olsa Ortadoğu’daki ülkelerle ilişkiler içine girilmesi gerekliydi. Irak saldırıları vb. ile buraları iyice manipüle eden güçlerin taşeronluğu için bir iktidar değişikliği elzemdi. Kemalist kadrolar yüzünü Ortadoğu’ya dönmüyordu Erbakan ise AB ile ilişkileri ilerletmiyordu. Öyle bir şey gelmeliydi ki hem AB ve ABD ile köprüler atılmasın hem de yüzünü Ortadoğu’ya çevirsin. Sonra da kirli bir oyun sahneye konuldu.
Şubata da daha çok var değil mi nerden aklıma geldi şu 28 Şubat? MGK’da Gülen’in başında olduğu hareketi yok etmek için düğmeye basıldı aynen 28 Şubat’taki “Batı Çalışma Grubu”na benzer bir oluşum hazırlanıyor bunlar Cemaat’in içerideki ve dışarıdaki okullarını mercek altına alacak. Hatta basında yer alan bazı iddialara göre AKP Gülen cemaatini terörist ilan etmek isteyince MGK’nin asker tarafı fırsattan istifade bütün cemaatleri, tarikatları vs. tehdit ilan etme önerisini getirmiş. Dini kendi tekelinde görmek isteyen AKP de buna olumlu yaklaşıyormuş. Velhasılı şu AKP’nin yaptığını başkası yapmıştı vakt i zamanında kıyametler koptu, zındık ilan edildi kafir ilan edildi. Aynını şimdi yapanlar ilginç bir şekilde nasıl hâlâ Müslüman kalabiliyor anlamak mümkün değil. Bu nasıl bir duruş nasıl bir omurgadır ki sadece kendi koltuğun için fasık ve kâfir ilan ettiklerinin yaptığı şeylerin aynını yapmakta hiçbir sakınca görmüyorsun, onların geçmişte yaptıklarını sen şimdi yapıyorsun. Oysa Kemalistler cemaatlere saldırırken kâfir olmuşlardı. Hem Kemalistlerin de bahanesi şimdiki iktidarın bahanesiyle aynıydı: “Bunlar devlet içine yuvalanmış çeteler, devlet kadrolarından bu çeteleri temizleyeceğiz. Bunlar ülkemiz için en büyük tehdit.” Lütfen hatırlayın 28 Şubat sürecini. Şimdi aynını sen yapıyorsun, o zaman senin cenah bunu yapanlara kâfir dedi, şimdi birileri çıkıp sana aynını derse ne yapacaksın çok merak ediyorum. 

Hiç yorum yok: