Ya sen ne şekil bir
insansın Demirtaş? Dün kara dediğine bugün ak diyorsun bugün ak dediğine yarın
kara diyeceksin ve bir kısım aklı başında seçmen yaptığını yadırgarken bir
kısım tuhaf seçmenin de seni alkışlayacak. Üç yıl kadar önce Kazlıçeşme’de bir teyze
çıktı ve bir parti lideri için “Ben onun g…nün gılıyım!” dedi hatırlarsanız. Bu
müthiş bir tarifti, evet bu ülkede pek çok seçmen oy verdiği ya da peşinden
koştuğu liderin g.. kılı. Bu ülkede bir insanın erojen bölge kılı olmak ne
kadar da yaygın. Bir g.. kılı önce ait olacağı bir lider g..ü belirler kendine.
Sonra da her ne olursa olsun o g..ün sahibine oy verir ne yaparsa yapsın. Velev
ki bu lider ülkeyi iç savaşa sürüklesin. İşte bazı g.. kılları senin yaptığın
ikiyüzlülüğe rağmen peşinden koşabilir, bunu görmezden gelebilir Demirtaş. Ama
maalesef ben görmeden edemeyeceğim. Bir değil iki değil bu kaçıncı yalan! Tamam
sana alternatifsizlikten oy verenleri anlıyorum ama bir de her yaptığını her
koşulda savunanlar var ya işte onları anlayamıyorum.
Hatırlarsanız Erdoğan,
25 Temmuz’da (kaç)Aksaray’da bir liderler zirvesi tertip etmiş, Yıldırım,
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nu saraya çağırmıştı. Erdoğan Demirtaş’ı saraydaki
liderler zirvesine davet etmedi diye Demirtaş’ın bir salya sümük ağlamadığı
kalmıştı. Hatırlayalım ne demişti: “Bir
defa HDP’nin Türkiye’de siyasetten halen dışlanma girişimi ve bir ayrımcılığa
girişiminin darbe harekâtı sonrası bile devam ediyor olması çiğliktir,
akılsızlıktır… Şimdi bir kez daha HDP’yi dışlayarak, yokmuş gibi davranarak Türk
milli mutabakatı, milli cephesi etrafında sorunları çözeceğiz diyorlarsa
kendileri bilirler. Ama ben bu yaklaşımın çok yanlış ve eksik olduğunu
düşünüyorum… Türkiye’nin sorunlarının çözümüne dair bizim de görüş ve
önerilerimiz var. Ama bunlar devlet katında kıymeti harbiye görmüyorsa, toplum
katında görüyor. Üzülürüm sadece... Diğer muhalefet partilerinin de bunu içine
sindiriyor olması da bence çok tuhaftır. Demokrasi şöleni adı altında gibi
toplumun asıl sorun yaşayan kesimlerini temsil eden bir çizginin dışlanıyor
olması Türkiye’de sorunların kolay kolay çözüm yoluna girmeyeceğini gösteriyor.
Darbeciler; zaten bir ayrımcılık, bir etnik iç çatışma yaratmak istiyor. Bunlar
da bunun ekmeğine yağ sürüyorlar.” Evet bunlar Demirtaş’ın saraya
çağrılmadığı için sarf ettiği sözler.
Yine HDP İzmir milletvekili Müslüm Doğan diyor ki: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın Selahattin
Demirtaş’ı oraya çağırması gerekiyordu eğer bir konsensüs sağlanacaksa. Hiçbir
şey Sayın Selahattin Demirtaş’ın oraya çağrılmamasına bir gerekçe oluşturulamaz…
Eğer bu ülke yeniden inşa edilecekse, tüm partilerin içerisinde olabileceği bir
konsensüsle, bir darbe karşıtlığı ve yeni demokrasi, ülkenin ihtiyacı olan daha
çok demokrasi birlikte inşa edilmeli, birlikte karar verilmeli…”
Her ne oluyorsa aynı
Demirtaş sanki yukarıdaki sözleri kendi söylememiş gibi, hatta sanki Erdoğan
kendisini çağırmış da kendi gitmemiş gibi konuşuyor bugün. Demirtaş: “HDP de orada olsaydı hesap veremezdi. Gezi
şehitlerine, Uğur Kaymaz’a, Ceylanın gözlerine bakamazdı HDP. Hurşit Külter’e
nasıl hesap verebilirdi. HDP Berkin’i unutup Yenikapı’ya gidemezdi. Roboski,
Tahir Elçi, HDP olsaydı bunların hesabını soracaktı. HDP Cizre, Sur’u unutup
Yenikapı’ya gidemezdi” dedi. Senin ne 17-25 Aralık’a darbe dediğini, ne
bugün “şehit” dediğin Gezi
eylemcilerine “darbeci” dediğini ne
de Erdoğan’ı ayakta alkışladığını unutmadık. Biraz omurgalı ol lütfen.
Bir ifade var ki hele bomba: “Ülkede barış, adalet, özgürlük gerçekleştirmek istiyorsak, bütün
partiler samimiyet sınavını kendimize dayatmalıyız.” Buna sonuna kadar
katılıyorum ama Demirtaş’a tavsiyem samimiyet testine kendinden başlaması olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder