4 Temmuz 2017 Salı

DÜNYA’NIN EN BÜYÜK TIMARHANESİ




Dünyanın en büyük tımarhanesi burası. Tam 814.578 km² lik bir alana yayılmış devasa bir tımarhane. Tımarhanede bugün yine tuhaf şeyler oluyor. Başbakan Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nun belki de şu ana kadar yaptığı en güzel şeyi eleştirirken bakınız ne dedi: “FETÖ'nün ayakta alkışladığı bu yürüyüşün adımları milletin adımları değildir. Bu bir adalet yürüyüşü değildir, bu bir gaflet yürüyüşüdür.”  FETÖ bu yürüyüşü ayakta alkışlar mı alkışlamaz mı orasını bilemem; işin o kısmı CHP’nin ya da Kılıçdaroğlu’nun sorunu değil kim alkışlıyorsa onun sorunudur. FETÖ kimi alkışlıyor bilemem ama kimin FETÖ’yü alkışladığını çok iyi bilirim. Eğer Yıldırım eleştirinde zerre kadar samimi isen FETÖ’nün alkışladıklarına değil dön de FETÖ’yü alkışlayanlara bak. Mesela lideriniz Erdoğan’a, mesela adalet bakanınız Bozdağ’a bak haa bir de unutmadan arada dönüp aynaya da baksan fena olmaz.

Başbakan Yıldırım’a sanırım sıcaklar dokunmuş ve aşırı derecede bir unutkanlık hasıl olmuş. Üzülmeye gerek yok ben şimdi unuttuklarını bir bir hatırlatayım. Bir kere o örgütün adı FETÖ değil MUHETÖ’dür. Yıllar yılı Gülen’e Muhterem Hoca Efendi demediniz mi; şimdi onun her yere yerleştirdiğiniz kadrolarına FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) demeye utanmıyor musunuz? MUHETÖ (Muhterem Hoca Efendi Terör Örgütü) diyin de biraz tutarlı olun bari. Onun ne sizi ne de başkasını kandırmadığını hepimiz biliyoruz. 1999’da ortaya çıkan görüntülerde Gülen (Sizin deyiminizle “Muhterem Hoca Efendi”) her yerde kadrolaşıp devleti ele geçirme planından bahsediyordu ki zaten o görüntüler ortaya çıkınca ABD’ye kaçmak zorunda kaldı. Yine 1999 yılında şubat ayında Fethullah Gülen’in yandaşları Özbekistan’da başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Yani darbeci olduğunu da tüm dünya biliyordu ve siz de çok iyi biliyordunuz, görmüştünüz. Bütün foya meydana çıktığında yıl kaç? 1999… Peki siz ne zaman kavga etmeye başladınız 2013. Arada kaç yıl var? 14 yıl… 14 yıldır siz bu Türkiye’yi ele geçirmeye çalıştığı bilinen, darbeci olduğu da alemce bilinen adamın elini eteğini öptünüz. Sürekli adından övgüyle bahsettiniz, her yaptığını ayakta alkışladınız. Can ciğer kuzu sarmasıydınız ama 2013’te gücü paylaşamadınız ve kavgaya tutuştunuz hepsi bu. 

İlginç bir şekilde Yıldırım “Biz 20 bin kilometre yol yaptık” da demiş. Gerçi aynı başbakan “Dört milyar fidan diktik” gibi uçuk kaçık açıklamalar yaparken artık 20 bin kilometre yol da inandırıcı gelmiyor ya… Diyelim ki 20 bin kilometre yol yaptın yahu o yolları senin hanımın bileziklerini bozdurup mu yaptın? Vatandaştan çıkmadı mı parası, kimin parasıyla kime ağalık yapıyorsunuz siz? Hem Allah aşkına yol yapmakla köprü yapmakla övünülür mü? Yahu tabii ki bir iktidar yol yapacak köprü yapacak. Arada vatandaşlarına iş sahası açacak, atanamayan öğretmen diye bir saçmalık yaratmayacak, onlarca işsiz üniversite mezununun intihar etmesi karşısında bir şeyler yapacak… Değil mi yani? Yaptığınız yollar karın doyurmuyor maalesef. Kıçına bir don almaktan aciz, karnı gurul gurul guruldayan aç birine git yanında korumaların yokken “Ben 20 bin kilometre yol yaptım” de acaba tepkisi ne olur çok merak ediyorum. Ayrıca yolu köprüyü düzgün de yapsanız içim yanmayacak. Osmangazi Köprüsü'nde günlük 40 bin araç geçiş garantisi verdiniz, gel gör ki mart ve nisan aylarında günlük ortalama 14 bin araç geçiş yaptı. Osmangazi Köprüsü için yılın ilk 4 ayı için Hazine'nin işletmeci firmaya ödeyeceği tutarın ise 585 milyon 200 bin TL. Böyle giderse zarar köprünün maliyetinin bile üstüne çıkacak. Yani köprüyü kullanan kullanmayan herkes çalışıp didinip bu firmalara para ödüyor. Daha neyin kafası bu, milleti soyup soğana çevirmekle mi övünüyorsunuz?

Avrupa’da hükümetler işsiz vatandaşlarına maaş bağlayıp onları açlığa sefalete mankum etmiyorken siz çıkardığınız torba yasalarla işsiz vatandaşlarınızı haraca bağladınız. Hem iş olanağı yaratma, vatandaşına iş verme hem de sonra kalk bir de üstüne sen işsizsin o zaman ayda şu kadar SGK primi öde diyip kendi beceriksizliğin nedeniyle vatandaşına ceza ver. Bunu akıl, izan, insaf kabul eder mi? Bütün bu saçmalıklar bir yana Yıldırım altın vuruşu şu sözlerle yapıyor: “Gel bu sevdadan vazgeç, adaletin aranacağı yer yollar değildir, meclistir mahkemelerdir.” Yahu el insaf! Geçen sene insanları adalet için demokrasi için yola çağıran, yollara döken siz değil miydiniz? Allah aklımıza mukayet olsun. Bu tımarhanede daha ne acayiplikler ne garabetler göreceğiz bilemiyorum. İnşallah akıl sağlığımıza bir halel gelmez.

Hiç yorum yok: