Bu yıla kadar hiç kimseyi siyasi görüşü ya da sempati duyduğu parti
yüzünden “alçak” ya da “aşağılık” olarak görmemiştim. Her görüşten
insanla arkadaş olunabileceğini insanların görüşünün
değiştirilebileceğini, siyasi görüşlerinin onların insan olarak değerini
ortaya koyamayacağını insanın bana tamamen zıt bir oluşumu da
desteklese “şerefli ve haysiyetli” olabileceğini hiç aklımdan
çıkarmadım.
Çünkü bugüne değin devir devran böyle değildi. Eğer
birine hırsızlık isnat ediliyorsa ve insanlar buna rağmen onu
destekliyorsa insanlar bu hırsızlık olayına inanmadığı için onu
desteklerdi. Hiç kimse kabak gibi görünen hırsızlığa bakıp da “Olsun o
çalıyorsa da çalsın. Helal olsun.” diye saçmalamıyordu. 17 Aralık’ta tam
bir “Takke düştü kel göründü” olayı yaşandı. Ses kasetleri, rüşvet
skandalları bir bir ortaya çıktı. Bir banka görevlisinin evinden
ayakkabı kutuları içinde balya balya paralar çıktı. Bir bakan oğlunun
evinden deste deste para, altı çelik kasa ve para sayma makinesi çıktı.
Bakan bey (Muammer Güler) bir hafta boyunca sus pus oldu. Bir hafta
konuşmayan bakan, bir hafta sonra çıkıp dedi ki oğlum masum o parayı
villa satıp kazandı ben bunu belgeleriyle ispatlayacağım. Gerçi bunu
yapsaydı bile bir hafta neden sustun o zaman denirdi ama o bunu yapmadı.
Hâlâ bekliyoruz 7 aydır ispatlayacak bir türlü ispatlayamadı. Başbakan
oğlunun ifadeye çağrılması üzerine yasalara karşı geldi önce oğlunu
göndermedi. Sonra binlerce polisin onlarca savcının yeri değiştirildi,
görevden almalar, şunlar bunlar, yandaşları görevlendirmeler derken
soruşturma engellendi, sanıklar korundu ve Bilal oğlan göstermelik bir
ifade verdi. Tek skandal bu olsa yine iyi. Bilal oğlan, Okçular
Tekkesi’nin bahçesinde de ok atma talimi yaparken skandal bir konuşma
açık mikrofona takılmıştı. Konuşmada Bilal Erdoğan’ın “Projede havuz var
mı” sorusuna Ali Haydar Yılmaz, “Kentsel dönüşümden bize de bir şey
düşerse” şeklinde yanıt vermişti. Kentsel dönüşümden kendisine düşen
rant karşılığı yaptıracak havuzu. Ne güzel, bu pazarlık ortaya çıktı ve
hiçbir şey olmamış gibi kimse hesap soramadı. Dahası var. Çağlayan işte
saatin faturası, diye Rıza Zarrab’ın kendisine aldığı saatin (güya)
faturasını sallamıştı ya meclis kürsüsüsünden saati satan firmaya sordu
gazeteciler fatura sahte çıktı. Bütün bu delillerden sonra ne lazım
acaba birilerinin çıkıp “Ben rüşvet aldım, haram yedim, hırsızlık
yaptım” demesini mi bekliyordunuz? Aslında bazı kişilerin pek de masum
olmadığını hepimiz biliyoruz.
İşte bende insanın kişiliği, kişilik
olarak dürüstlüğü ve siyasi görüşleri ile ilgili olarak ilk kırılma
noktası bu oldu. İkinci kırılma noktası ise Soma Katliamı. 500’e yakın
işçinin öldürüldüğü bu toplu katliamın failleri faciadan iki hafta evvel
Meclis’te komisyon kurulması ve Soma ile ilgili önlemler alınmasını
öneren teklifi reddettiler. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı da, Başbakan da en ufak bir ceza almayı bırak
soruşturulmadı bile. Hatta Başbakan kalktı İngiltere’de iki yüz yıl
önce de işçiler ölüyordu canım kader işte, gibi insanın kanını donduran
açıklamalar yaptı. İktidarın bu katliamdaki sorumluluğunu vurgulayan
herkes bir anda hedef tahtasına oturtuldu “Acıya siyaset karıştırmayın,
ölüm üzerinden siyaset yapmayın” gibi akıl almaz laflarla durum tam
tersine çevrildi. Oysa ölüm üzerinden siyaset yapılmıyordu, tam tersine
birilerinin yaptığı siyaset ölümlere neden oluyordu. Dilsiz şeytanlar
ise sorumluları işaret edenlere utanmadan saldırıyor ve “Ölüm üzerinden
siyaset yapmayın” diyerek herkesi dilsiz şeytan olmaya davet ediyordu.
İşte Soma’da da durum ortada, sorumlular ortada o halde şu saatten
sonra yapılacak iki şey var ya namuslusun toplu katliamlara ve
hırsızlığa karşı çıkarsın ya da aşağılık, şerefsiz, beş para etmez,
vicdanının son kırıntılarını da kaldırıp kendi eliyle kenefe atmış bir
mikropsun cinayette de, hırsızlıkta da pislikleri canla başla
savunursun. Şimdi herkes vicdanının sesini dinlesin ve hırsızı, katili
koruyanlar ne kadar aşağılık olduklarını önce kendilerine itiraf etsin.
10 Temmuz 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder