26 Ağustos 2014 Salı

BU HAREKETLER VE SÖZLER BİR PEYGAMBER’E YAKIŞIYOR MU HİÇ?

Arkadaşlar her şey ve herkes eleştirilebilir, eleştirilmelidir. Bu kişi bir siyasi lider de olabilir, dini bir kişilik de olabilir, peygamber ve hatta tanrı da eleştirilebilmelidir. Bu bize ne kazandırır? Çok şey kazandırır, mesela insan oluruz. Bugün iktidarda görüşleri sana yakın bir parti var diye Soma'da işlenen cinayeti, 17 Aralık'ta ayakkabı kutularına istiflenmiş dolarları görmezden gelen insan değildir. Bugün iktidardaki parti AKP değil de benim yerel seçimde oy verdiğim parti olsaydı bu pislikleri yapsaydı en başta onlara ben karşı çıkardım. Ben bugün gidip bayrağını salladığım, kortejinde yürüdüğüm partinin cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumunu da eleştirip onlardan farklı davrandım yayın organında çıkan bir yazıya da çok tepki gösterdim. Benim için o bizden beriki başkasından yok. Doğru var yanlış var. Kaleme aldığım yazı iki peygamberi eleştirmektedir. Rahatsız olacak olan varsa lütfen okumasın.

Kuran’da birkaç yerde İbrahim’in tuhaf davranışları anlatılmakta doğrusu insan çok şaşırıyor. Mesela En’am suresi 74. Ayet bakın ne diyor: “Vaktiyle İbrahim babası Azer'e: "Sen putları bir sürü tanrılar ediniyorsun öyle mi? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum." demişti.” Bir insan babasına sırf inancı yüzünden “sapık” der mi ne kadar çirkin bir davranış, çok yanlış. Bir şeyi tarif etmenin bin türlü yolu varken karşımızdaki insana hakaret mi etmemiz lazım? Şimdi biri Kuran’ın, İslam’ın yanlış olduğunu düşünse ve kalkıp Müslümanlara sapık dese güzel olur mu?
Şimdi bu bir yanda dursun bildiğim kadarıyla bugün Müslüman olmayan Kabe’ye giremiyor. Kabe’deki putlar da Mekke’nin fethinden hemen sonra kırılıyor. Yahu hani "Lekum dinikum veliyedin" (sizin dininiz size, benim dinim bana) demiştin. O ne oldu? Neden milletin kutsalına bu saygısızlık, neden onların putlarını kırdın? Oysa Muhammed, henüz Kabe onların elindeyken Kabe’de ibadet edebiliyordu. Bunu ben demiyorum. Kuran’dan sonra İslam’ın en muteber kaynağı olan Sahih-i Buhari hadisleri diyor. Bakınız şu hadise:
5562 - Hz. Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Ka'be'nin yaninda namaz kilarken, Ebu Cehl ve arkadaslari da orada oturuyorlardi. Bir gun oncesi bir deve kesilmisti. Ebu Cehl arkadaslarina: "Falan ailenin kestigi devenin iskembesini kim getirip, secdeye gidince Muhammed'in omuzlari arasina birakacak?" dedi. Oradakilerin en bedbahti firlayip, iskembeyi kaptigi gibi, Aleyhissalatu vesselam secdeye kapaninca iki omuzu arasina birakti. Buna hepsi gulduler, (keyflerinden) birbirlerinin uzerine egilmeye basladilar. Ben (biraz uzaklarinda) ayakta durmus onlara bakiyordum. Eger bir destekcim olsaydi onu sirtindan atardim.
Buhari, Vudu' 69, Salat 109, Cihad 98, Cizye 21, Menakibu'l-Ensar 29, Megazi, 7; Muslim, Cihad 107, (1794); Nesai, Taharet 192, (1, 161).
Devamında Fatıma koşup geliyor Muhammed’in sırtından işkembeyi atıp silerek sırtını temizliyor. Dönüp babasının sırtına işkembe atanlara sövüyor, hakaret ediyor. Sonra da Muhammed bu kişilere beddua ediyor. Buralar önemli değil konumuzla ilgili de değil. Devamını okumak isteyen varsa bu yazıyı okuduğuna göre elinin altında internet var buyursun devamını da okusun; ama ben konuyu dağıtmayacağım. Benim üzerinde durmak istediğim şey şu: Bu hadis kaynağına bakarsak Kabe putperestlerin elindeyken Muhammed içeri girebiliyor orda ibadet edebiliyordu. Ha bazı eşek şakalarına maruz kalıyordu ama netice itibarıyle Kabe’ye girmesi yasak filan değildi. Burada bir düşmanlık olduğu da söylenemez. Kaba saba Bedeviler yeri gelip birbirlerine de yaptıkları eşek şakalarını Muhammed’e de yapmışlar. Önemli olan şey Muhammed Kabe Putperestlerin elinde iken gidip orada ibadet ediyor oysa kendisi Kabe’yi ele geçirince onlara bu hakkı tanımıyor ilk iş olarak da bu insanlar için kutsal olan putları kırıyor. Hangi dinin daha hoşgörülü olduğunun takdiri artık size kalmış.
Tekrar İbrahim’e dönelim. Dileyen Enbiya suresi 51-67. ayetleri de okuyabilir. Çok bilinen bir hikâyesi vardır İbrahim'in. Tıpkı En’am suresinde olduğu gibi İbrahim gene insanların inancına karışır. Yine onlara çok rahat “sapık” der. Ben doğrusu Babil halkının hoşgörüsüne hayran kaldım. Hoşgörü dini dedikleri bu olsa gerek. İnanmıyorsanız gidin bir camiye de İbrahim’in dediklerini Müslümanlara diyin o camiden tek parça olarak çıkarsanız ben de bir şey bilmiyorum. Gidin camidekilere diyin bakalım Aynen İbrahim’in kavmine dediği gibi: “Bu Allah diyip yalvardığınız şey nedir?” diyin. Onlar da size “Biz atadan babadan böyle gördük” gibi bir şeyler diyince siz de onlara aynen İbrahim’in dediği gibi: "Andolsun ki, siz de, atalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz !" diyin. Aceba o zaman camiden vücudunuz sağlam, hasar görmemiş bir şekilde çıkabilecek misiniz? Sen tut adamların sadece kendilerine değil yedi ceddine “sapık” de. İbrahim’e bu lafı üzerine kavmi hiçbir şey yapmamış inanabiliyor musunuz hem de kaç asır önce, taa tunç çağında. İbrahim bu hoşgörülü, güzel insanlara bakın nasıl teşekkür etmiş. Almış eline bir balta bu insanlar için kutsal olan putları birer birer kırmış. En büyük putu bırakmış sadece. Dönüp putlarının kırıldığını görünce bu güzel insanlar, İbrahim’e “Bunu sen mi yaptın?” dediklerinde İbrahim de onlara "Belki onu şu büyükleri yapmıştır; sorun bakalım onlara, eğer söyleyebilirlerse" demiş. “Sen de biliyorsun ki bunlar konuşmaz.” dediklerinde ise İbrahim, belki pişmanlığını bildirse yine affedecekler ama o kalkıyor: "O halde Allah'ı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar vermeyecek nesnelere mi tapıyorsunuz? Yuh size ve Allah' tan başka taptıklarınıza! Hala akıllanmayacak mısınız!" diyerek iyiden iyiye milletin sabrını taşırıyor. Düşünün ki bu olay dört bin yıl önce oluyor. Dile kolay dört bin yıl… Dört bin yılda bakın ne değişti. Bugün şeriatla yönetilen ülkelerde kimsenin insanlar için kutsal olan bir şeyleri tahrip etmesine gerek yok. Alıp Kuran’ı yırtmanız bir şeyleri kırıp dökmeniz gerekmiyor. Birine “sapık” denmesine “akılsız” denmesine de gerek yok. Sadece “Allah’a inanmıyorum.” diyin kelle gider. Bırak şeriat ülkelerini Türkiye’de Fazıl Say bir şiir paylaştığı için en iğrenç ana avrat küfürlerine muhattap oluyor hapis cezası alıyor. Turan Dursun dini eleştirdiği için öldürülüyor. Hakikaten İbrahim’in dediği gibi sorması ayıp olmasın ama: “Hâlâ akıllanmayacak mısınız?”
Sadece şunu düşünün bugün en çok “İnancıma saygı göster. İnanmasan da benim inancıma saygı duy.” diyen kesime dönüp bir bakın. Bunu diyenler, acaba başkalarının inancına saygı duyuyor mu? Sen tut Kuran’da onlara çok rahat bir şekilde söv “sapık” de “akılsız” de “geberesice” de “aşağılık maymunlar” de. Bulundukları yerde öldürülmelerini emret sonra da saygı bekle. Gerçekten insanlar İslam’a inanmasa da saygı göstersinler, diyenler bunu düşünüyor mu?

Hiç yorum yok: