27 Şubat 2012 Pazartesi

KUVVETLER AYRILIĞI VE COŞKUN TURİZMİN SAYIN YOLCULARI...

Devletlu Hazretleri Demokratör Erdoğan, buyurmuş: “Seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz.” Peki ne yaparsınız? Yargıyı AKP’ye kul edersiniz. Yargı karşısında dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmak yerine kaçmadan çıkıp hesap vermek “kul olmak” mı oluyor? Erdoğan’ın bu sözü tamamen akla, mantığa aykırı saçma bir safsata. Erdoğan öyle bir yasa çıkardı ki eğer bir MİT’çi suç işlemişse yargılanması Başbakan’ın iznine bağlı olacak. Yani bu yasa sayesinde artık bir başbakan çok rahat bir suç örgütü oluşturabilir. Aman şimdi yanlış anlaşılmayalım… Bu suçu elbette Erdoğan’a isnat etmiyoruz, yaptı demiyoruz ama bu yasa böyle bir şeye yol açabilecek bir yasadır. Birisi adam öldürse ve başbakan ben onu görevlendirmiştim, derse yargı o zaman başbakana soracak: “Bu kişiyi yargılayabilir miyim?” Başbakan da canı isterse çok rahat “Hayır” diyebilecek. Ve adam elini kolunu sallayarak dolaşmaya, hatta başbakanın koruması sayesinde suç işlemeye devam edebilecek.

Gözümüzün içine baka baka hukukun ırzına geçenler, bir de kalkıp “Biz kimseye özel yasa çıkarmıyoruz.” Diyorlar. Yahu suç işleyeni yargılamak için Başbakan’dan izin almak gerekecek. Kalkmış böyle bir yasa çıkarıyorsunuz daha nasıl “birilerine özel yasa” olacak bu? Başka ne yapmanız gerek ki, bunun adı “kişiye özel yasa” olsun? Bu basbayağı kişiye özel yasa. Hem Başbakan’ın savcıyı görevden aldırması tam bir skandal. Hani yargı bağımsızdı, hani yasalar karşısında herkes eşitti?

Genelkurmay Başkanı, tutuklanıp içeri alınırken “Yargı görevini yapıyor, yasalar karşısında herkes eşittir” diyenler, aynı yargı MİT’çileri yargılamaya kalkınca kıyametleri kopardılar. Yargıyı sorumsuz davranmakla suçladılar, yargıya müdahale ettiler ve nihayet istediklerini elde etmek için savcıyı görevden aldılar. Bunu yapan YÜRÜTMEydi ve şimdi o YÜRÜTME keyfine uygun bir yasa da çıkarıyor. Kuvvetler (YASAMA- YÜRÜTME- YARGI) tek elde toplanmış. Bu el de Başbakan’ın eli.

Bunları da geçelim yargıda bin türlü skandal, bin türlü kepazelik varken değiştirecek şey bu yasa mı kaldı? Hani siz halkın sorunlarına duyarlı ak pak bir partisiniz ya… Yoksa yargıda son zamanlarda yaşanan skandallardan haberiniz mi yok? Ben anlatayımda haberdar edeyim bari. 2008-2010 yılları arasında babası hapiste olan 13 yaşındaki kız çocuğu N.Ç. iddiaya göre 35 yaşındaki A.A. nın tecavüzüne uğruyor. Hem de bir değil birkaç kez. Babası 2011’de hapisten çıkınca bir arkadaşından durumu öğreniyor. Kızına sorunca da N.Ç. olayı doğruluyor. Baba bunun üzerine A.A. nın kapısının önünde bir el ateş edip bağırıyor. Bu durumda ne oluyor dersiniz? Hastane’den verilen “mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu” yönündeki rapora rağmen mahkeme bir başka hastanenin “fiili livataya ilişkin bulguya raslanmamıştır” raporuna dayanarak tecavüzcüyü beraat ettiriyor. Yahu aradan birkaç sene geçince herhalde fiili livataya ilişkin bulgu kalmaz vücutta. Kızı tecavüze uğrayan baba ise tehdit ve hakaret suçundan 11 ay hapse mahkum ediliyor. Zaten bu yavrucak babası hapisteyken tecavüze uğramıştı ve sapığa hiçbir şey yapmadan babayı tekrar hapse tıkmak bu yavrucağa bir daha tecavüz edilmesinin önünü açmak değilse nedir?

Memleketimizde öyle bir yargı sistemi var ki tecavüzcüler korunup kollanıyor. Eğer yurtdışında T.C. de tecavüzün suç olmadığı yeteri kadar duyurulsa kim bilir belki de turizmimiz gelişir. Diğer ülkelerin tecavüzcüleri de gelip yasaların tecavüzcüyü koruduğu ülkemizde tecavüz eylemlerini gerçekleştirirler. Evet, evet kayak turizmi, deniz turizmi… vs. derken şimdi de tecavüz turizminde gelişecek ülkemiz.Oluk oluk döviz kaldıracaz. Biz de nankör müyüz neyiz, utanmadan durumu tenkit ediyoruz. Yargıdaki bu rezaleti bu kepazelikleri görmeyenler MİT’çiler için anında yasa çıkarmasını çok iyi biliyor. İsterseniz bu rezil durum için de yasa çıkarabilirsiniz hem bu girişiminiz diğerleri gibi dirençle de karşılanmaz. Kimse böyle bir yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitmez. Mesela şu tecavüze uğrayanın ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor alması saçmalığını kaldırabilirsiniz. Ne yani tecavüze uğrayan biri dayanıklıysa iki üç günde kendini toparlasa ve ruh sağlığı kalıcı olarak bozulmasa bu durum tecavüzcüyü masum mu yapar?

Tecavüzler, tacizler tam gaz giderken Başbakan bunu da görmezden gelip hâlâ “dindar nesil” gazelini okuyor. Hani -Allah korusun- bu olay yasa çıkaranlardan birinin kızının, karısının başına gelse, mahkeme de tecavüzcüyü serbest bıraksa ne olur? O zaman mı bir şeyler yapmak akıllarına gelir?

Başbakan’ın kendi dinî inançlarını dayattığı bir gençlik sorunu çözemez. Onun aşağıladığı tinerciler dindar olmadıkları için değil, ülkenin sosyo-ekonomik sorunları yüzünden tinerci oldular ve bu ülkeyi de 10 yıldır AKP yönetiyor. Hem on yıl boyunca bir sürü genci tinerci yapmak hem de dönüp kendine bakacak yerde onları suçlamak ilginç olsa gerek.
Gelelim Ateistlere yönelik yaklaşımınız ve nefret söyleminize. Bu tavrınız onaylanabilir gibi değil. Ülkemizde on binlerce Ateist var, onlar da vatandaş, onlar da insan. Bırakın insanlara kendi doğrularınızı dayatmayı ve keyfinze göre yasalar çıkarmayı da bir an evvel şu tecavüzcülerin kollanması olayına el atın sevabına. Hani yani dindarsınız ya o açıdan dedim “sevabına” diye.

Hiç yorum yok: