Bazılarına oruç yaramıyor, uzun süre susuz kalan bünyede bazı tuhaflıklar beliriyor. Daha sonra da ağızdan tuhaf sözler çıkmaya başlıyor. Bu oruç sırasında olursa anlayabilirim eh malum bu sıcakta susuz kalan insan neler demez. Ama orucunu bitirip suyunu içmiş, yemeğini yemiş biri kalkar da gözünün önündekileri görmüyormuş gibi konuşursa bu gerçekten şaşırtıcı olur.
Erdoğan, dün İmam Hatip Liseleri Mezunlar Mensupları Derneği'nin (ÖNDER) Sepetçiler Kasrı'nda verdiği iftara katılmış. Yemeğin ardından öyle bir konuşma yapmış ki… Bunu yemeğini yemeden, orucunu açmadan yapsa belki anlayabilirdim ama bu tuhaf sözleri Erdoğan karnı doyduktan sonra söylemiş.
Başta Somali ve Myanmar'da olmak üzere, müslüman kardeşlerinin yoksulluğun, yokluğun ve zulmün pençesinde ağır bir ramazan yaşarken, Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de aynı şekilde Müslümanların ağır sorunlarının altında acı çekmeye devam ettiklerini söylemiş.
Maaşallah Başbakan’ın gözleri o kadar keskin ki sadece Suriye ve Mısır gibi görece yakın Akdeniz ülkelerini (Başbakan’ın deyişiyle “White Sea”) görmekle kalmıyor o kartal gibi gözlerle Afrika’daki Somali’yi ve taa Uakdoğu’daki Burma’yı bile görüyor. Ama bu nasıl bir hipermetropluktur ki o kadar uzakları gören o göz burnunun dibindeki Müslümanların çektiklerini görmüyor.
Gezi Parkı’ndakilerin üstüne polisin saldırtılması ve Başbakan’ın tahrik ve hakaret içerikli, tehdit dolu konuşmaları sonucu oluşan bilançoya bakalım şimdi: Türk Tabipleri Birliği'nin 31 Mayıs-10 Temmuz verilerine göre, 61'i ağır, 10 bine yakın yaralı. 104 kafa travması. Gözünü kaybeden 11 kişi.
Başbakan bunu görmüyor. Ali henüz 19’unda bir üniversite öğrencisi yavrucak nerden bilsin ara sokaklarda orospuların elde sopa beklediğini… Ali İsmail Eskişehir’de polisin gazından kaçarken ara sokaklarda elinde sopa pusu kurmuş kahpeler tarafından kalleşçe dövülüyor. Dövülerek öldürülüyor. Müslüman Erdoğan bu gence Allah’tan rahmet diledi mi? Hani meraktan soruyorum yanlış anlamayın.
Abdullah Cömert’i biliyor musunuz? Hani Hatay’da kafasına aldığı darbelerle ölen genç. Daha 22 yaşında.
Berkin Elvan daha çocuk… Dünyadan bihaber bir çocuk ne eylem biliyor ne Gezi, eli palalı, sopalı kahpeleri de bilmiyor Berkin. Yavrucak evine ekmek almaya çıkmış annesi bakkala göndermiş. Evden sağ çıkan Berkin ceset olarak döndü evine. Başından gaz kapsülü ile vurulmuş…
Bütün bu olanlar hâlâ tatmin etmemiş ki Erdoğan’ı "Tencere tava çalanlara karşı yargıya giderek hakkınızı savunun. Yargıda onlar mücadele etsin. Yıllarca biz mücadele ettik şimdi onlar mücadele etsin" diyor aynı konuşmasında. Yahu aldığınız canlar yetmedi mi? Hastanelik ettiğiniz 10 bin kişi yetmedi. 100’den fazla beyin travması yetmedi mi?
Ayıptır, günahtır, yazıktır! Bu yapılan zulümdür, eziyettir, cinayettir. İnsanlar sana muhalefet etti diye iç savaş mı çıkaracaksın Erdoğan? Ortalığı tahrik edecek, çatışmayı tetikleyecek, gerilimi tırmandıracak açıklamalara devam etmek sana ne kazandıracak? Halkı birbirine kırdırmak bir başbakanın yapacağı şey mi? Olacak iş mi bu?
Bu yapılanların günahı ömür boyu oruç tutsan temizlenir mi? İstediğin kadar abdest al o öldürülenlerin kanlarını ellerinden temizler mi? Şu dakikadan itibaren alnını secdeden kaldırmadan bin yıl aralıksız namaz kılsan bu günah, bu vebal affedilir mi? 30’larda Dersim’de yaşanan cinayetler ve insanlık ayıbı şimdi tam 80 yıl sonra ülkenin büyük metropollerinde yaşanıyor inanamıyorum. “Evlâdı Kerbelayime, bi gunayime, ayıbo, zulümo, cinayeto!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder