27 Ocak 2015 Salı

İLERİ DEMOKRAT ETYEN MAHÇUPYAN BAĞNAZ CHARLIE HEBDO’YA KARŞI



Herhalde Charlie Hebdo saldırısını duymayan kalmadı. Saldırı 7 Ocak’ta gerçekleşti. Aradan tam 20 gün geçti ama hâlâ üzerinde tartışılıyor. Mahçupyan ilginç bir yazı kaleme almış, linkini verelim ki sonradan kimse çıkıp da “yok cımbızlama yapılmış, yok o yazıda öyle demek istememiş” demesin buyrun şu linkten yazının tamamını okuyabilirsiniz:
http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ozgurlukcu-bagnazlik/haber-376317     
Bakınız Mahçupyan Charlie Hebdo saldırısı hakkında ne söylüyor: “Cinayetin ifade ve basın özgürlüğüne karşı yapıldığı söylenmişti. Oysa eylemi gerçekleştiren gençlerin ifade ve basın özgürlüklerine karşı oldukları için adam öldürdüklerini söylemek açıkça abesti. Eğer imkân olup sorulsaydı, muhtemelen onlar da her Fransız gibi ilkesel olarak bu özgürlüklere sahip çıkarlardı.”  Ne kadar dahiyane bir söz. Evet sorulsaydı onlar da bu özgürlüğe sahip çıkardı. Orası kuşkusuz. Tıpkı hakkındaki en ufak bir eleştiriye koştura koştura dava açan, muhalif gazetecileri işten attıran, sansürü sınırsız bir şekilde kullanan, Türkiye’yi muhalifler için nerdeyse yarı açık cezaevine çeviren Erdoğan’ın sorulduğunda basın özgürlüğüne sahip çıktığı gibi. Onlara da sorulsa Erdoğan gibi, Davutoğlu gibi, Mahçupyan gibi onlar da bu özgürlüğe sahip çıkarlar. Zaten cinayeti işleyenlerin “Ben çok sesliliğe karşıyım, basın özgürlüğü de neymiş!” diyeceklerini iddia etmiyoruz. Erdoğan da böyle demiyor. Geçmişte muhalif gazetecileri işten attıran Mussolini de dememişti. Ama yapılanlar da ortada değil mi?
Mahçupyan’ın teröristlerden “eylemi gerçekleştiren gençler” diye söz etmesi hatta bu “gençler”in “ifade ve basın özgürlüklerine karşı oldukları için adam öldürdüklerini söylemek açıkça abes” demesi oldukça ilginç. Mahçupyan devamında “mesele ifade özgürlüğü değil birlikte yaşamayı becerip becerememe” diyor. Sonra da şu müthiş sözleri sarf ediyor Mahçupyan: “Cezayir kökenli Müslüman Fransızlar da laik ve ateist karikatüristleri ‘birlikte yaşama zeminini tahrip ettiklerini’ düşündükleri için öldürdüler.” Aferin Mahçupyan, tebrik ederim. O kadar özgürlükçü ve demokratsın ki insanların dinlerine dil uzatanları öldürmelerinin demokratik bir hak olduğunu iddia edeceksin nerdeyse. Ben bu kadar özgürlükçü olamam, bu kadar demokrat olmak her babayiğidin harcı değil. Tebrik ediyorum. İkinci bir dahiyane görüş de şu ki Mahçupyan karikatür yüzünden adam öldürmeyi değil de bir insanın karikatürünü çizmeyi “birlikte yaşama zeminini tahrip etmek” olarak görüyor ki kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmez.
Herhalde “ileri demokrasi” dedikleri bu olsa gerek. İçinde bulunduğun teşkilat sana da ileri demokrasi bilincini aşılamış. Ben bu kadar demokrat değilim, bir karikatür yüzünden insanların öldürülmesine bu kadar derin bir hoşgörüyle bakamıyorum. Tersini denesen nasıl olur Mahçupyan? Hani diyorum ki o hoşgörüyü katillere değil de karikatüristlere göstersen nasıl olur acaba?
Kaç kere söylemek gerek bilmiyorum ama bazılarının kafası almıyor. Israrla bir kez daha söylemek gerek. Arkadaş “Şuna laf söyleme şu dinin inanırı gücenir, bunu hicvetme o dine inanan alınır” denmez, denemez, denmemelidir. Dendiği an artık bunun bir sınırı olmaz, önünü alamazsın, bunu alabildiğine genişletip dini her türlü eleştiriden muaf tutabilirsin. Bu yüzden dine dair şeylerin eleştirilmesi, tartışılması üzerine yasak konmaz, konamaz, konmamalıdır. Bir Hindu üzülebilir ya da incinebilir diye dana eti yemeyecek miyim? Yerim arkadaş, kadın budu köfteye bayılırım hem de. Sai Baba bence insanları kandırıyor. Hindistan’da ona inanan milyonlarca insanı gücendirebilir mi bu sözlerim? Evet, gücendirebilir, o zaman ben bunu söylemeyecek miyim? Valla güceniyorsa o gücenenin kendi sorunu ben Sai Baba’nın peygamber olduğuna inanmıyorum. Kimse de benden Sai Baba’nın yaydığı dine saygı göstermemi beklemesin. Hiç kimse herhangi bir dine saygı göstermek zorunda değildir. Herhangi bir yayın organının senin için kutsal olan bir şey hakkında negatif sözler sarf etmesi sana bu kadar dertse alma, okuma; bu kadar basit. Ancak hangi inancı taşırsa taşısın - ya da isterse inançsız olsun - insanlara saygı gösterilmelidir.
Ayrıca beraber yaşamayı bu kadar önemsiyorsan, insanların dini hassasiyetlerine saygı gösterilmesi bu kadar umrundaysa eğer Mahçupyan, Fransa’daki bir mizah dergisini diline dolamayı bırak da yaşadığın ülkede Alevilere yapılan eziyetleri gör. Cumhurbaşkanı’nın cemevine “cümbüş evi”, “ucube” gibi sözleri. “Ali’yi sevmek Alevilikse ben sizden daha Aleviyim” lafları “Alevilerin bir sıkıntısı yok, sesleri fazla çıkıyor” demesi seni hiç rahatsız etmiyor ama Fransa’da çizilen bir karikatürden epey rahatsız olmuşsun,  tuhaf.    
Mahçupyan diyor ki: “Charlie Hebdo bilinçsiz modernliğin temsilcilerinden biriydi. O nedenle modern dönemin ne denli özgürlükçüsü ise, post-modern dönemin de o denli bağnazıydı.” Charlie Hebdo neden bağnaz? Hz. Muhammed karikatürü yaptığı için bağnaz. Bununla beraber Charlie Hebdo’ya yönelik cinayeti adeta onaylamak, savunmak bağnazlık değil. Bir şey söyleyeyim mi bir din adına cinayet işleniyorsa o dine mensup insanların bu cinayet karşısındaki tavrı o dine inanan ortalama insanın şeref, namus ve haysiyetini ortaya koyar. Lamı cimi yok; burada Hristiyanlıkla ilgili bir karikatür eleştiri vb. sonucu cinayet işlense Hristiyan aleminin cinayeti işleyenleri değil kurbanları protesto ettiğini düşünün. Bakalım o zaman katilleri değil kurbanları protesto edenlerin şeref ve haysiyeti için ne düşüneceksiniz. Biraz düşünün bakalım bu fikre katılacak mısınız katılmayacak mısınız?
Neden böyle davranıyor Etyen Mahçupyan? Bence bu davranışının AKP üyesi olmasıyla hiçbir ilgisi yok. Kimseye yaranma çabası yok burada. Müslüman aleminin gururu, din düşmanlarının korkulu rüyası cevval Mahçupyan... Başbakan’ın danışmanı Mahçupyan gerçekten çok demokrattır. Mahçupyan’ın dahil olduğu siyasi gruptan biri Ermeni kelimesini ağzına alırken küfür telaffuz ediyormuş gibi “çok af edersiniz” diyor. Hani şu “bana çok af edersiziniz Ermeni bile dediler” sözünün sahibi olan kişinin emrinin altındaki Başbakan’a danışmanlık yapıyor Mahçupyan. Bu partideki bir kişinin hatası mı ya da bireysel bir tavır mı? Sanmıyorum. Hani bir milletvekili zamanında o siyasetten başka birinin “Ermeni” olduğunu iddia etmişti de o kişi gidip kendisine “Ermeni” diyen kişiye “hakaret” davası açmıştı. Ben şahsen Ermeni sözüne ya da başka bir ulusla ilgili söze hakaret davası açmam. Çünkü Ermeni kelimesini hakaret olarak görmem. Mahçupyan Ermeni kelimesini küfür ve hakaret olarak görenlerin danışmanlığını yapıyor.E daha ne olsun, bu kadar demokrat olmak her babayiğidin harcı değil alkışlar Mahçupyan’a.


Hiç yorum yok: