20 Şubat 2015 Cuma

Algı yönetimi (P. R.)

Geçen yaz İsrail'in bir ay kadar süren saldırılarında 1.500 Filistinli Müslüman öldü. Tekrar ediyorum bir ayda 1.500. Kesinlikle vahşetti, kabul edilemezdi. İslam dünyası ayağa kalktı, nümayişler yapıldı. Olması gereken de buydu, buraya kadar bir anormallik yok. Geride bıraktığımız ocak ayı içinde ise Nijerya Baga'da Boko Haram denen örgüt ne yaptı söyleyeyim mi? 2000 kişiyi tek bir saldırıda katletti. Yalnız bu 2000 bir aylık toplam sayı değil. Sadece tek bir saldırı sonucu Baga'da 2000 Müslüman öldürüldü. İslam aleminden çıt çıkmadı. Şimdi Afrika'yı bırakıp biraz yukarı çıkalım. Ortadoğu'da İŞİD'in öldürdüklerini artık sayamıyoruz. İŞİD'in birkaç yılda öldürdüğü Müslüman sayısı İsrail'in öldürdüklerini üçe beşe değil yirmiye otuza katlar. Ayrıca İsrail mermiyle, bombayla öldürüyor. İŞİD bıçakla kafa kesiyor, diri diri yakıyor. En insanlık dışı, en aşağılık işkencelerle öldürüyor. Gel gör ki yine Müslümanlardan ses yok. Algı yönetimi nedir, PR (Public Relations) nedir? Algı yönetimi işte budur. Bunun tanımını yapmak yerine yukarıdaki örneği verdim. Öyle sanıyorum ki algı yönetimini hiçbir tanım yukardaki örnek kadar iyi açıklayamaz. Şimdi eğer bilmeyen varsa "algı yönetimi"nin ne olduğunu sanırım anlamıştır.
Tekrar ediyorum kesinlikle İsrail'i savunmak gibi bir niyetim yok. Mesele insanların ölmesi mi yoksa kimin öldürdüğü mü? Öyle görünüyor ki mesele masum insanların ölümü değil; mesele insanları kimin öldürdüğü. İslam alemi artık kendine bir çeki düzen vermeli, Yahudi ve Hristiyan katillere gösterdiği tepkiyi Müslüman katillere de göstermeli. Gazze'de öldürülen Sünni Müslümanlar için hissettiği duyguları Suriye'de öldürülen Nusayrıler, Ezidiler; Irak'taki Şiiler için de hissetmeli. İsrail Gazze'ye bomba attığında hissettikleriyle El Qaide'nin Londra metrosuna yaptığı bombalı saldırı sonucu hissettikleri farklı olan varsa naçizane tavsiyem şöyle bir kendini yoklasın.

Hiç yorum yok: