6 Mart 2009 Cuma

ZERDÜŞTÇÜLÜK VE İSLAM

Fasil : KİTÂBU`S-SALÂT
Konu : İsrâ ve Mi`rac;Mi`râc;Namazın farz oluşu
Ravi : Enes b. Mâlik Baslik :
Mİ`RÂC KISSASI HAKKINDA ENES HADÎSİ

Hadis : Şöyle demiştir: Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (kıssa-i Mi`râc`ı) bervech-i âtî haber verdiklerini Ebû Zer radiya`llâhu anh söylerdi: Ben, Mekke`de iken evimin sakfı (ansızın) yarıldı. Cibrîl alleyhi`s-selâm indi. göğsümü yardıktan sonra (içini) Zemzem suyu ile yıkadı. Sonra hikmet ve îmân ile (lebâlep) dolu altın bir liğen getirip içindekini göğsümün içine boşalttı ve göğsümü kapa(yıp üzerini mühürle)di. Sonra elimden tutup beni semâya doğru çıkardı. Semâ-i dünyâya (yâni yere en yakın semâya) vardığımda Cibrîl aleyhi`s-selâm (O) semânın hâzinine: - Aç! dedi. - Kimdir o? - Cibrîl. - Berâberinde kimse var mı? - Muhammed salla`llâhu aleyhi ve sellem benimle berâberdir. - Ona (gelsin diye) haber gönderildi mi? - Evet, dedi. Kapı açılınca semâ-i dünyânın üstüne çıktık. Bir de göreyim ki bir kimse oturmuş, sağ tarafında bir takım karartılar, sol tarafında da diğer karaltılar var. (O kimse) sağ tarafına baktığında gülüyor, sol tarafına baktığında ağlıyor. (O zât): "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih; hoş geldin, safâ geldin, sâlih oğlum." dedi. Cibrîl`e "Bu kim?" diye sordum. "Âdem salla`llâhu aleyhi ve sellem`dir. Sağında, solunda olan bu karaltılar da evlâdının ruhlarıdır. Sağında onları ehl-i Cennet, sol tarafında olan karaltılar da ehl-i nârdır. Sağına bakınca güler, sol tarafına bakınca ağlar." dedi. Derken (Cibrîl) beni ikinci semâya doğru çıkardı. Hâzini`ne: "Aç." dedi. Hâzini de evvelkinin söylediklerini söyledikten sonra (kapıyı) açtı. Enes (radiya`llâhu anh) der ki: Ebû Zer, Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in semâvâtda Âdem, İdris, Mûsâ, İsâ, İbrâhîm salâvâtu`llâhi aleyhim hazârâtını bulduklarını söylediyse de (her birerlerinin) menziller(i nereleri olduğu)nu (ayrı ayrı) söylemeyip yalnızca Âdem`i semâ-i dünyâda, İbrâhîm`in altınca semâda bulmuş olduklarını söyledi. (Yine) Enes der ki: Cibrîl aleyhi`s-selâm, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem ile birlikte İdrîs aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm`a uğradıklarında, İdrîs aleyhi`s-selâm: "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş." demiş. (Nebî aleyhi`s-salâtü ve`s-selâm buyurmuş ki:) "Bu kim?" diye sordum. (Cibrîl:) "Bu, İdrîs`dir." dedi. Sonra Mûsâ`ya uğradım. (O da:) "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş." dedi. "Bu kim?" diye sordum. (Cibrîl:) "Bu Mûsâ`dır" dedi. Sonra İsâ`ya uğradım. (O da:) "Hoş geldin, safâ geldin sâlih kardeş. Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih." dedi. "Bu kim?" dedim. (Cibrîl:) "Bu, İsâ`dır." dedi. Sonra İbrâhim`e uğradım. "Hoş geldin, safâ geldin Nebiyy-i sâlih. Hoş geldin, safâ geldin sâlih oğlum." dedi. "Bu kim?" dedim. (Cibrîl:) "Bu, İbrâhim salla`llâhu aleyhi ve sellem`dir." dedi. (Muhammed b. Şihâb-ı Zürhî`nin İbn-i Hazm tarîkından rivâyetine nazaran) İbn-i Abbâs ile Ebû Habbe el-Ensârî radiya`llâhu anhüm, Nebiyy-i Ekrem salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz`in: "Sonra (Cibrîl aleyhi`s-selâm) beni yukarıya götüre götüre nihâyet aklâm (kazâ ve takdîr)in cızırtılarını duyacak yüksek bir yere çıktım." buyurduklarını söylerlerdi. HadisNo : 227

Cebrail önce evin tavanını yarıyor sonra Muhammed’in göğsünü sonra ikisini de kapatıyor bu Cebrail’in vahiy taşımaktan başka cerrehlık yeteneği de var anlaşılan. Hadis sahih i Buhari’dendir. Şu en baştaki haşırt diye göğüs yarıp kalbi çıkarma kalbi yıkayıp temizleyip içine hikmet koyup göğse sokuşturup sonra da göğsü kapatma yeteri kadar ilginç Sonra da gökte seyahat. Ama bunlar sadece Muhammed’in mi başına gelmiş caart diye göğsünü yırtıp Muhammed’in kalbine hikmet doldurmuşlar da başkasına bunu yapmamışlar mı? Muhammed’i uçurmuşlar da başka kimse uçmamış mı? Bir bakalım.

Özet olarak geçelim. Zerdüşt Avitak suyunun kenarında halvete çekilmiş ibadetle meşgul iken bu suyun kenarına bir melek geldi. Zerdüşt’ü alıp Cennet’e götürdü. Onu Ahura Mazda’nın (tanrının) huzuruna çıkardı. Ahura ona ilim öğretti. Melekler Zerdüşt’ün karnını yardılar içindekileri temizleyip geri yerine koydular. Kaynak: (Tarlan, Ali Nihat, Zerdüşt’ün Gataları, XI, XII, Suhûlet Matbaası, İstanbul, 1935.)

Benzerlik sadece hadislerle sınırlı değil o hikmet fışkıran Kuran'da da Zerdüştlükten aşırma var.

Meryem Suresi:
Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti. (16)
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü. (17)
Demişti ki: "Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma)." (18)
Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım)." (19)
O: "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiç bir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi. (20)
"İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti. (21)
Böylelikle ona gebe kaldı, sonra onunla ıssız bir yere çekildi. (22)

Zerdüşt inancında Ahura Mazda da bir ışık şekline bürünerek Zerdüşt’ün annesini hamile bırakmış. (Sarıkçıoğlu, Ekrem, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, 105, Fakülte Kitabevi, Isparta, 1999)


Muhammed'in yanındaki sahabeden birinin İranlı eski Zerdüştçü Selman-ı Farısi’dir. Selman Zerdüşt dinini çok iyi bilirdi. Selman'ın eski dini ne de olsa. Çok da bilgili bir sahabidir. Hendek Savaşı'ndan evvel Medine'yi hendekle çevirmeyi de Selman önermişti.

Hiç yorum yok: