20 Ağustos 2013 Salı

HISIR, FISIR, MISIR İTİN G.TÜNÜ HART ISIR!

T.C. tarihinde ilk defa bir başbakan hem 76 milyonun başbakanıyım diyor, hem de ardından alay eder gibi “Muhbir vatandaş olun, ispiyonculuk yapın, birbirinizi casuslayın…” diyerek halkın arasına nifak tohumları ekiyor. O tohumlar filizlenmeye başladı bile. “Beşiktaş’ta H. K. Gezi Parkı eylemleri sırasında aynı apartmanda oturduğu komşularının balkonda tencere-tava çalarak gürültü yaptıkları gerekçesiyle şikayetçi oldu. Savcılık da tencere-tava çalan anne ve iki çocuğu hakkında ‘kişilerin huzur ve sükununu bozmak’ suçundan 3 aydan bir yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.”(Basından) Şimdi bu davanın nasıl açıldığı, kimlerin kimlere akıl hocalığı yaptığı meselesine hiç girmeyeceğim artık bunu herkes biliyor. Erdoğan’ın gazetecilere verdiği her demeçte, yapılan her mitingde, her konuşmada, her röportajda halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek suç işlemesine de değinmiyorum. Ama gözlerden kaçan bir şey var. Herkesin dikkatini çekmesi gereken, gel gör ki hiç değinilmeyen bir şey… Erdoğan, insanları muhbir vatandaş olmaya teşvik ettiği konuda kendi işlediği suçu unutuyor. Hani 7 Haziran’da Afrika gezisinden dönüp gecenin saat 2.00’sinde halka seslenmişti. Önceden hazırlıklar yapılmış, ses düzeneği kurulmuş, metro seferleri uzatılmıştı ya. Neydi o gecenin saat 2.00’sindeki bağırtı, gürültü, patırtı? Erdoğan’ın sırf show amacıyla gece saat 2.00’den sabaha kadar miting yapması suç olmuyor da birkaç dakika için bir tavaya kaşıkla vurmak mı suç oluyor. Erdoğan havaalanında yaptığı showa doyamamış olacak ki saat 4.20 sıralarında eve vardı bu sefer mahalle içinde evinin önünde elinde mikrofonla bağıra bağıra yine konuştu. Tabii Erdoğan ne derse alkışlamak için toplanmış kalabalığın bağırtıları da cabası. Acaba o gürültüde kaç kişi yatağından sıçrayarak uyandı. Şimdi bu suç olmuyor mu? Bana göre değil tabii Erdoğan’a göre ve evinde tencereye kaşıkla vuran kişiler hakkında dava açan BAĞIMSIZ Türk yargısına göre. O halde Erdoğan’ın da dava edilmesi gerekmiyor mu? Halkın tepkisini, halkın muhalefetini hazmedeceksiniz. Yok hazmetmiyor musunuz, o zaman siyaset yapmayacaksınız. Demokrasi herkese lazımdır Erdoğan, kendine demokrat halka otokrat olmaya devam edersen bu çark farklı dönmeye başladığında bu millet seni affetmez. Şimdi nur topu bir gündemimiz de Mısır oldu. Erdoğan yatıyor Mısır, kalkıyor Mısır. Hani öyle baydı ki küçükken bir tekerleme vardı: “Hısır, fısır, mısır, itin g.tünü hart ısır!” derdik artık o derece saçmalaştı, bayağılaştı. Mısır’da kan akıyor diye feryat eden şahin gözlüler her nedense kendi ellerine bulaşan kanı görmüyorlar. Gezi olaylarında dövüle dövüle komalık edilenler, dövülerek öldürülenler, gözünü kaybedenler “çapulcu” ama; Mısır’dakiler “mazlum”. Gezide halka saldırıp adam öldürenler “kahraman” ama Mısır’da bunu yapan “zalim”. Burda ölenler “terörist” ama Mısır’da ölenler “şehit”. Uyan da etrafına bir bak, sırf iktidarın bir uygulamasına karşı çıktı diye öldürülen insanlar sadece o kadar uzakta değil burda da var. Haa unutmadan burası Mısır değil Türkiye!

Hiç yorum yok: