9 Ağustos 2013 Cuma

İKTİDARIN ALEVİLİKLE İMTİHANI – III

İşte Patrikhane’nin olduğu caddeye neden Sadrazam Ali Paşa Caddesi adı verilmişse ya da Özalp’teki kışlaya neden Mustafa Muğlalı’nın adı veridiyse; 3. Köprüye de Yavuz Sultan Selim adı o yüzden verilmek istenmektedir. Devlet Alevilere diyor ki: “Akıllı ol. Yavuz’u unutma. Geçmişte kökünüze kibrit suyu döktük bugün de dökeriz ona göre!” Düşünebiliyor musunuz bugün Almanya’da Yahudilerin de yoğun olarak yaşadığı bir yerde köprü yapılacak ve adı da “Adolf Hitler Köprüsü” olacak. Böyle bir şeye kalkışan Alman siyasetçinin siyasi hayatı anında biter. Alevi düşmanı Erdoğan ve AKP her konuda olduğu gibi yine nefret propagandasına ve Alevilere işkence yapmaya devam ediyor. İstanbul’da yaşayan yığınla Alevi her gün dedelerini öldürten bir delinin adını taşıyan köprüden geçecek. Sadece İstanbul’la sınırlı da değil zaten İstanbul’da otursun oturmasın Türkiye’nin her yerinde İstanbul’daki köprülerin adları biliniyor. Bu durumdan rahatsız olmak için “dört dörtlük Alevi” olmaya hatta ve hatta Alevi olmaya da gerek yok, kanımca İNSAN olmak yeterli. Şimdi bakalım dört dörtlük Alevi Erdoğan 04.05.2011 tarihinde, Amasya’da yapmış olduğu konuşmasında Aleviler için ne söylemiş: “Eğer Alevilik Hazreti Ali KeremallahüVeche’yi sevmekse, ben Alevilerden daha çok Aleviyim. Ama bunların yaşamında Hazreti Ali var mı? Hazreti Ali gibi yaşamak var mı? Yok. Hazreti Ali nerede, bunlar nerede.” Bitmedi bu yılın şubat ayında konuşmada şu sözleri de sarf etmiş: “Alevilerin sorunları Kürtlerden fazladır söylemi de doğru değil. Onların sesleri fazla çıkıyor.” Mart 2012’de Erdoğan’ın Almanya seyahati protesto edildi. Gerçi kafasını Türkiye’den dışarı çıkarıp dış ülke haberlerine bakmayanlar çok şaşıracak ama protesto bir haktır ve suç değildir. Erdoğan bu protestoyla ilgili olarak şu sözleri sarf etti: “Almanya’da PKK ve Ermeni örgütleriyle birlikte, yalnız bunun da altını çiziyorum, isminin başında Alevi sıfatı olan bazı dernek ve federasyonlar işte o gösteriyi birlikte organize ettiler.” Alevileri adeta terörist ilan eden şu açıklamaya bakar mısınız? Ne zaman Sivas katliamı anılmak istense AKP’nin tepesine oturup istediği gibi yönettiği bu devlet tedhişe başvurmakta en sıkı güvenlik önlemleri alınır insanlar gazla, copla, tazyikli suyla dağıtılır ve bir sürü kişi gözaltına alınır. (Oysa katliam sırasında insanlar diri diri yakılırken devlet bunu seyretmişti. Ama ne gam Alevilerin hiç sorunu yok sadece “sesleri fazla çıkıyor”) Bunun yanı sıra Madımak oteli yenilenip kültür merkezi olmuştur ve şimdi katliam günü ölen 37 kişinin adları girişte yazmaktadır. 1993’teki katliamda 35 insanımız göz göre göre öldürülürken otelin çevresini saran binlerce kişilik psikopat sürüsünden 2 kişi de Alevilere saldırırken otele fazla yaklaşıp hatta içine girip ölmüştü. Kurbanların ailelerinin ve bir sürü insanın itirazlarına rağmen bu iki katilin adının katledilen insanların adlarının arasına yazılması nasıl bir şey aceba? Bence olsa olsa patolojik bir zenofobinin ürünü. Erdoğan Alevi düşmanı olduğunu zaten ara ara kendi sözleriyle de açığa vuruyor. Ağustos 2010 tarihinde Çorum’daki konuşmasında: “Çorum’un yetiştirdiği Şeyhülislam Ebussuud Efendiyle gurur duyuyoruz” demiştir ki. Şeyhülislam Ebussuud denen psikopat Alevilerin katlinin vacip kanlarının, ırzlarının ve mallarının helal olduğunu söyleyen eli kanlı, aşağılık bir katildir. Ebussuud’la gurur duyacak kadar Alevi düşmanı olmak çok uç bir durumdur. Almanya’da bir siyasetçi Hitler’le ya da Nazi subayı Gobels’le gurur duysun, bakalım neler oluyor. Erdoğan adeta bunu yapıyor, geçmişteki soykırım suçlularıyla gurur duyuyor, ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Sonra da Times’a ilan verenler mitinglerini Nazilerin Nünberg mitinglerine benzetince coşup sövmeye başlıyor. Bundan başka Kenan Evren’in resmi arşivinde tutulan mektupta, 12 Eylül döneminin Emniyet Genel Müdürü Refet Küçüktiryaki’nin, “Yavuz Sultan Selim’den sonra en büyük Alevi Kızılbaş düşmanıyım”, “Malatya il merkezindeki 40 bin Alevi’ye kan kusturdum”, “Türkiye’de ilk defa resmi olarak Alevi soykırımını devlet adına başlatan benim” ifadeleri yer almaktadır. Erdoğan’ın bunu bilmemesi imkansız. Benim gibi sıradan bir vatandaş bile bunu biliyorsa Başbakan bunu dünden biliyor. Muhteşem Yüzyıl dizisi için savcıları göreve çağıran Erdoğan bu ifadeler için savcıları göreve çağırmıyor. Dahası Erdoğan’ın Nisan 2011’de İstanbul’da sarf ettiği şu söz çok önemli: “Bakın biz 81 vilayetten 80’inden milletvekili çıkarıyoruz. Bir tek vekil çıkartmadığımız il Tunceli, o da malum sebeplerden dolayı” İşte Erdoğan bu sözünde kendini ele veriyor. Artık bunu açıklamaya dahi gerek duymuyorum. Erdoğan ne zaman Alevilerle ilgili konuşmaya kalksa sözleri tam bir facia. Sürekli nefret propagandası yapan ve bir kısım inanç sahibi insanı hedef gösteren bir başbakanımız, bir iktidarımız ve bir devlet geleneğimiz var. Şaka gibi. Alevilerin talepleri Gezi olaylarından sonra iktidarın ne kadar demokrat olduğunu gösterecek olan ikinci bir turnusol kâğıdıdır. İlk fırsatı kaçıran AKP bakalım şimdi ne yapacak.

Hiç yorum yok: