18 Nisan 2009 Cumartesi

ŞEYTAN AYETLERİ

"Müşrikler, Resulullah (s.a.v.)ı dâvasından alıkoymak ve onu, üzerinde bulunduğu hak yoldan saptırmak için çeşitli yollara başvurmuşlardır. Bazen, Resûlullah'tan, müslüman olmaları için kendilerine mühlet vermesini ve bu sırada da putlarına tapmalarına ses çıkarmamasını istemişler, bazen, Resulullahın, onlara ait putları eleştirmekten vazgeçmesini, böylece İslâm'a ısınabileceklerini söylemişler, zaman olmuş, Resulullahm, kendi putlarına tapması halinde kendilerinin de Allah'a ibadet edeceklerini teklif etmişler"

İşte bu teklif karşısında Muhammed’in gönlü biraz onlara kayar gibi olur. Bu yolla belki onları İslam’a ısındırırım düşüncesiyle onların putlarını över ve hem Müslüman’lar hem de putperestler Muhammed’in putları öven sözlerinden sonra beraberce secde ederler.

"Necm Suresi indi. Resulullah onu okudu ve "Şimdi siz, ilah olarak Lat'i, Uza'yı ve di­ğer üçüncüleri olan Menafi mı görüyorsunuz? [60] âyetlerine varınca Şeytan şu iki sözü araya sokuşturdu. "Bunlar yüce kuğulardır'? Bunların yani bu putların şefaatleri umulur." Resulullah farkına varmadan bu sözleri söyledi, sonra devam ederek sureyi bitirdi. Sure bitince secdeye vardı. Onunla birlikte orada bulunan herkes secde etti. Ancak Velid b.Mıığire çok ihtiyar olduğu için secde edemedi. Fakat eliyle toprak alarak alnını ona koydu. Bütün müşrikler Resulullah'ın bu sözlerinden memnun oldular ve şöyle dediler: "Biz, Allah'ın, dirilten ve öldüren, yaratan ve nzıklandıran olduğunu biliyorduk. Fakat bu ilahlarımız, Allah katın­da bizim için şefaatçi olacaklardır. Madem ki sen onlara da bir paye verdin, ar­tık biz seninle beraberiz."Akşam olunca Cebrail (a.s.) Resulullah'a geldi. Necm Suresini ona okuta­rak dinledi. Resulullah, Şeytan'in sokuşturduğu bu iki söze ulaşınca Cebrail (a.s.) "Ben bunları sana getirmedim." dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ben, Allah'a karşı iftirada mı bulundum?" Ben, Allah'ın söyle­mediği bir şeyi mi söyledim?" Bunu üzerine Allah Teala şu âyetleri indirdi: "Ey Muhammed, müşrikler, sana vahyettiğimizin dışında başka şeyleri bize karşı if­tira etmen için, nerdeyse seni, vahyettiğimiz akkında fitneye düşüreceklerdi. İşte o zaman seni dost edinirlerdi" "Eğer seni, azimli ve sebatlı kılmasaydık, ne­rede ise onlara az da olsa meyledecektin." "Eğer onlara biraz olsun meyletsey-din, dünya ve âhiretih azabını sana kat kat tattırırdık. Sonra kendin için bize kar­şı bir yardımcı da bulamazdin. [61]Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) devamlı üzüntülü bir halde yaşıyordu. Nihayet: "Biz senden önce hiçbir Resul ve Nebi gömedik ki, o, âyetleri okuduğu zaman, şeytan kendi arzusuyla ortaya birtakım şüpheler atmış olmasın. Fakat Allah, Seylan'ın soktuğu şüpheleri giderir. Allah, âyetlerini mahfuz ve muhkem kılar. Allah, herşeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." âyeti nazil ol­du ve Resulullah (s.a.v.) üzüntüden kurtuldu ve kendisine Allah Teala tarafinda-dan gönderilen vahye şeytanın herhangi bir şey kalamayacağı bizzat Allah Tea­la tarafından teminat altına alınmış oldu"

Gördüğünüz gibi Muhammed önce müşriklerle uzlaşır gibi oluyor onları İslam’a davet için o da putlara tapmayı kabul edecek oluyor. Fakat daha sonra bir düşünüp hesap ediyor o da putlara tapsa kim inanacak peygamber olduğuna? Kendisine inananları kaybetmemek için onları bana Şeytan söyletti, diyor. Boldla yazdığım yerler Taberi Tefsiri'nden alıntıdır(e-kitap olarak indirdiğim için sayfa no veremiyorum). Şimdi bir de Kuran'daki ilgili ayetlere bakalım:

Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resul ve nebi yoktur ki, birşeyi arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna vesvese karıştırmamış olsun. Fakat Allah, şeytanın attığını derhal iptal eder, sonra kendi ayetlerini sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (HACC - 52)

Onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için az kalsın seni ondan şaşırtacaklardı. (Eğer böyle yapabilselerdi) işte o zaman seni dost edinirlerdi. Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin. İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın. (İSRÂ/73-75)

Hiç yorum yok: