Kölelerle ilgili hükümler Kuran'da pek çok yerde geçer ama hiçbirinde kölelik kurumunu ortadan kaldırmak gibi bir şey söz konusu değildir.
BAKARA SURESİ / 177, BAKARA SURESİ / 178, BAKARA SURESİ / 221, NİSA SURESİ / 92, MAİDE SURESİ / 89, TEVBE SURESİ / 60, MÜ'MİNUN SURESİ / 47, NUR SURESİ / 32, NUR SURESİ / 33, ŞUARA SURESİ / 22, ZÜMER SURESİ / 29, MÜCADELE SURESİ / 3, BELED SURESİ / 13
Nahl suresinde bakınız Allah ne buyurmuş:
"Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel nimetlerden gizlice ve açıkça sarfeden kimseyi misal gösterir: Hiç bunlar eşit olur mu? Övülmeğe layık olan Allah'tır, fakat çoğu bilmezler.(NAHL - 75)"
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler.(Bakara-221)
Bu da bir başka incisi Kuran'ın iman eden köle bile olsa hür olan müşrikten daha hayırlıdır derken bile kölelere karşı zımnen bir aşağılama olduğu ortada. Evet bazı sureler köle azat etmeyle ilgili ama bunlar tutulamayacak bir yemin karşılığında veya bir günahın kefareti vb. karşısında dır. Yani köleliği kaldırma amacı güdülmemiştir. Kaldı ki Muhammed bizzat kendisi köle satın almıştır, hediye etmiştir.
Hadislere de bakarsak köleliği kaldırmak şöyle dursun İslam'ın bu köleci düzeni daha da bir sağlamlaştırmaya hizmet ettiğini görürüz. Mesela Muhammed ve Allah kölelerin kaçmasını istemezler. Sahibi en ağır işlerde çalıştırsa da sövse de dövse de köle kaçmamalıdır. Sahibine itaat etmelidir tıpkı musibetler karşısında Allah'a isyan etmeyen hatta haline şükreden kul gibi olmalıdır. Hatta sahibinden kaçan kölenin namazı kabul olmuyor.
Fasıl : AZAD MÜDEBBER KILMA; MUKATEBE VE KÖLE İLE MUSAHABE
Konu : Köleyle Musahabe Ve Muamele Adabı
Ravi : Cerir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez."
HadisNo : 4163
Fasıl : NAMAZ BÖLÜMÜ
Konu : İmamın Vasfı
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Üç kişi vardır ki, onların namazları kulaklardan öte geçmez: 1) Dönünceye kadar, kaçan köle. 2) Geceyi, kocası kendisine dargın olarak geçiren kadın. 3) Kavminin nefret ettiği imam."
HadisNo : 2801
Hatta köle efendisine itaat etmeli ki Cennet'e girsin. Efendisini hoşnut etmeyen köle Cennet'e de giremiyor.
Fasıl : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ
Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana cennete giren ilk üç kişi arzedildi. Bunlardan biri şehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de Allah'a ibadetini güzel yapan ve efendilerine hayırhah olan bir köle idi."
HadisNo : 5140
Efendinin işini hizmetini iyi görsün diye Allah köleyi bile bir ibadetten muaf tutmuştur ki köle önce efendiye hizmet etsin.
Fasıl : NAMAZ BÖLÜMÜ
Konu : Cuma Namazının Fazileti Vücubu Ve Ahkamı
Ravi : Tarık İbnu Şihab
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cuma namazı, dört kişi hariç geri kalan her müslüman üzerine cemaat içinde yapması gereken vacib bir hakk`dır. Cumadan istisna edilen bu dört kişi şunlardır: köle, kadın, çocuk ve hasta."
HadisNo : 2853
Hatta Allah'ın kulu üzerindeki hakkı gibi efendinin köle üzerinde hakkı var. Efendinin onayını almayan köle evlenirse nikahı geçersiz oluyor.
Fasıl : NİKAH BÖLÜMÜ
Konu : Veliler Ve Şahidler
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hangi köle, efendilerinin izni olmadan evlenirse zanidir."
HadisNo : 5655
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
teşekkürler
AÇIKLAMA:
1- Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bu hadislerde köle ve hizmetçilerle efendiler arasında birbirlerine hitab etme edebini öğretmektedir.
Efendinin büyüklenme havası taşıyan kölem, cariyem, hizmetçim gibi tabirlerle hitabını Resulullah yasaklamaktadır. Bu tabirler efendide büyüklenme ifade ettiği gibi, muhatab tarafta da eziklik meydana getirir. Buhârî, hadisi "Köle üzerine büyüklenme (tetâvül)'ün mekruh olması adını verdiği bir babta kaydeder. Böylece, her çeşit büyüklenme tavrının mekruh olduğu ifade edilmiş olmaktadır. Bu durumda büyüklerin en uygun ifade tarzı "oğlum", "kızım" "yavrum", "evladım" gibi şefkat, sevgi ve merhamet ma'nâlarını beraberinde getiren kelimelerin kullanılması uygun olmaktadır. Bu kelimeler muhatapta da saygı ve hürmet hislerini uyandırır.
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), köle ve hizmetçilerin, aynı zamanda Allah için de kullanılan Rabb kelimesini, efendileri için kullanmamalarını emretmektedir. Rabb arapçada sahip, evin büyüğü, terbiyecisi gibi ma'nâlara gelir. Rabb kelimesi Allah için kullanılır. Rabbülâlemîn, Alemlerin sâhibi, idarecisi, terbiyecisi ma'nâsında Allah için kullanılmaktadır. Bu kelimenin Arapçada kullanılışı günlük olarak çok yaygın da olsa, Resulullah, efendi ma'nâsında insanlar için köleler ve hizmetçiler tarafından kullanılmasını hoş karşılamıyor.
İbnu Hacer, nehyin sebebini "Rububiyyetin hakikatı Allah'a mahsustur, zira gerçek rabb (sahip) mâlik olan ve eşyaya kıyam verendir. Bunun hakikatı ise ancak Allah'da bulunur" diyerek açıklar. Hattâbî der ki:
"Yasağın sebebi, insan merbub (terbiye edilen, sahip olunulan)dır ve Allah'a karşı her çeşit şirki terkederek tam bir tevhidle kulluk yapmak zorundadır. Bu yüzden O'na, isimde bile benzerlik mekruhtur, ta ki en küçük bir şirk ma'nâsına düşmesin. Bu hususta hür ile köle arasında fark yoktur. Ancak, diğer hayvanlar ve cansızlar arasında ibadete mahal olmayan şeyler için, izafet (tamlama) ile birlikte kullanılmasının bir mahzuru yoktur. Rabbu'ddar (ev sahibi), rabbu'ssevb (elbise sahibi) gibi."
Haliyle bu ruhsat Araplar için. Bizim dilimizde eşya için de kullanılması münasebet almaz.
İbnu Battal der ki: "Allah'tan başka hiç kimse için rabb kelimesinin kullanılması caiz değildir. Tıpkı ilah kelimesinin kullanılması gibi..." İbnu Hacer, bu yasağın kelimenin izafetsiz ve mutlak kullanılışı ile ilgili olduğunu, izafetli olunca mahzurun kalkacağını, Kur'an'dan da bir delil kaydederek açıklar: Hz. Yusuf, meşhur kıssasında: اَذْكُرْنِى عِنْدَ رَبِّكَ "E-fendinin yanında beni an" (Yusuf 42) demiştir. Hadiste ise Kıyamet alametleri sayılırken: اَنْ تَلِدَ اَْمَةُ رَبَّهَا "Câriyenin efendisini doğurduğu zaman" buyurulmuştur
Yahu kullanıcıismi kardeşim bu Muhammed kendisi de köle sahibi olan biri efendisinden kaçan kölenin namazının kabul olmayacağını söylüyor. Kölenin Cennet'e girmesi için efendisini hoşnut etmesini şart koşuyor. O yukarıdaki hadisleri bir yerimden uydurmadım onlar Kütübü itte hadisi başlığı okuyup yorum yazmak yerine tamamını okuyun lütfen...
Yorum Gönder