28 Şubat 2009 Cumartesi

ADALET TİMSALİ ÖMER

Ömer hep adalet timsali olarak gösterilir ama havasından mıdır suyundan mı Muhammed'le fazla takılan Ömer tuhaf işler yapmıştır ve bunlar pek adalet timsalinin işi olamaz. Hoş Muhammed'in yanında değilken de tuhaftır Ömer. Müslüman oldular diye bacısını ve eniştesini kanlar içinde bırakıncaya kadar dövmesi. Ardından kendisinin de Müslüman olması yeterince tuhaf ve dengesiz bir davranıştır zaten.

Bildiğiniz gibi İslam'da Bedir Savaşı'nı Muhammed'in yanındakiler kazanmıştır. Bedir Savaşı'nda esir edilenlere ne yapılacağı konusunda Ömer'in teklifi hepsinin kafasını kesmek olmuştur. Ebubekir ise fidye karşılığı serbest bırakmayı önermişti. Muhammed Ebubekir'in önerisini kabul etti.

Peki Muhammed ölüm döşeğindeyken Ömer ne yapmıştır?Önce Kütübü Sitte'den bir hadise bakalım:

Fasil : ÖLÜM BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Vefatı
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) muhtazar (ölmeye yakın) iken evde bir kısım erkekler vardı. Bunlardan biri de Ömer İbnu`l-Hattab (ra) idi. Resulullah (sav): "Gelin, size bir şey (vasiyet) yazayım da bundan sonra dalalete düşmeyin!" buyurdular. Hz. Ömer: "Resulullah (sav)`a izdırap galebe çalmış olmalı. Yanımızda Kur`an var, Allah`ın kitabı sizlere yeterlidir" dedi. Oradakiler aralarında ihtilafa düştü. Kimisi: "Yaklaşın, Resulullah (sav) size vasiyet yazsın!" diyor, kimi de Hz. Ömer (ra)`in sözünü tekrar ediyordu. Gürültü ve ihtilaf artınca, (aleyhissalatu vesselam): "Yanımdan halkın, yanımda münakaşa caiz değildir!" buyurdu. Bunun üzerine İbnu Abbas (ra): "En büyük musibet, Resulullah (sav)`la onun vasiyeti arasına girip engel olmaktır!" diyerek çıktı. HadisNo : 5406

Her şeyden önce adalet timsali bir insan ölüm döşeğinde vasiyet yazdırmak isteyen birine engel olurmu? Bunu önlemek için bağırıp çağırıp münakaşa eder mi?

Görüldüğü gibi hastalığı ağırlaştığı sırada Muhammed vasiyet yazdırmak istiyor ama Ömer buna karşı çıkıyor. Neden olabilir? Ali'ye haber bile vermeden halifelik seçiminin oldu bittiye getirilişi vardır mesela. Ali ciddi bir ikilik oluşmaması için sonunda gidip Ebubekir'e bizzat biat etmiştir.

Bir de Fedek Hurmalığı olayı vardı. Fedek Hurmalığı Muhammed'indi Muhammed öldükten sonra Fatma bu hurmalığın babasına ait olduğu için kendisine verilmesi gerektiğini söylemişti. Ebubekir ve Ömer buna karşı çıktı Ebubekir ve Ömer'e göre onun babası peygamberdi başlarındaydı ve bu nedenle Fedek'teki hurmalık devlete aitti.

Ömer her zaman bir kamçı ya da sopayla gezerdi. Bir gün pazarda sopasıyla gezerken başı örtülü bir cariye görmüştü. (O devirde cariyelere sarkıntılık edilebilirdi birinin cariyesine tecavüz edebilirdiniz ama karısına kızına dokunamazdınız. Hür kadınlarla cariyeleri ayırmak için hür kadınlar başını örterdi. Cariye belli ki rahatsız edilmemek için bunu yapmış.)

Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (AHZAB SURESİ / 59)

Ömer cariye olduğunu bildiği bukadının başındaki örtüyü sopasıyla çekip atmış ve kadını başını örttüğü için bir güzel azarlamıştı.

Ebubekir'in halifeliği zamanında "Seyfullah" (Allah'ın Kılıcı) lakabını taşıyan Halid bin Velid'i komutanlıktan azlettirmek istese de Ebubekir olmaz, dedi. Ebubekir ölüp de Ömer halife olunca ilk icraatı Halid bin Velid gibi değerli bir komutanı azletmekti. Halit komutanlıktan atıldığı haberini alınca hemen Ömer'in yanına geldi. Ömer Halid'i sevip beğendiğini ama Halid'in bu başarıları nedeniyle halkın hayırlı her işin Halid sayesinde olduğu zannına kapıldığı için Halid'i görevden aldığını söylemişti.

Ne yani bu ne demek? Halk Halid'i peygamber mi zannedecek? Müslüman kaynaklar ancak olayı yazıyor yorum yok. Aslında Ömer'in demek istediği tam da bu. Halid'i her ne kadar takdir kazanmış olsa da kimsenin peygamber zannetmesi pek olası değil. Her şeyden önce Halid şair değil. Muhammed, Museylime, Tuleyhe gibi peygamberlik iddiası yürütenler hep şairdi. Arabistanda şiir yazamayan bir kişi yoktu ki peygamberim, desin. Aslında Ömer bunu kıskançlığından yapmış olsa gerek. Hangi ciddi kaynağa bakarsanız bakın Ömer'in kıskançlığını görürsünüz.

Mısır'ın fethinden sonra Ömer İskenderiye kütüphanesindeki tüm kitapları Mısır'ın hamamlarında yaktırır. Gerekçe şudur. Bu kitaplardaki bilgiler Kuran'da varsa zaten var yok Kuran'da yoksa bunlara zaten gerek yok.

Ömer'in ölümü de ilginçtir. Herhangi bir siyasi nedenden ölmemiştir. Adaletsiz bir hükmü yüzünden ölmüştür. Firuz isimli bir köle çarşıda Ömer'i görür. Efendisinin kendisi için istediği fidyenin çok yüksek olduğunu söyleyerek Ömer'e şikayette bulunur. Ömer köleyi değil efendiyi haklı bulur. Kölenin çok marifetli olması sebebiyle efendi yüksek fidye talep etmektedir. Gerçekten Firuz tek başına bir yel değirmeni yapacak kadar marifetlidir. Ömer ciddi mi alay mıdır bilinmez köleye: "Bir değirmen de bana yap." der. Köle de: "Sana öyle bir değirmen yapacağım ki doğuda batıda dillere destan olacak." deyip gider. Ömer yanındakilere adamdan kuşkulandığını söyler ve "Herhalde bu adam bana bir fenalık yapacak." der. Yanındakiler Ömer'e dilerse adamı cezalandırabileceklerini söylerler. Ömer buna yanaşmaz bir suç olmadan cezalandırmak doğru değil der.

Ama o suç olacaktır. Firuz Ömer'i camide sabah namazına imamlık ederken iki dilli hançerini birkaç kez saplayarak öldürür.

Hiç yorum yok: