Müslümanlar genelde kervan soyma ve yağmalamayla geçiniyordu. Bedir ve Hendek Savaşları'nın nedeni Müslümanların kervan yağmalamasıydı. Peki bu yağmalamalar nedir ve ganimet taksimi nasıl yapılıyordu? Ayrıca Muhammed nasıl ve ne zaman ganimet paylaşımı yüzünden az kalsın Müslümanlardan dayak yiyordu da ucuz kurtuldu? Hepsini anlatacağım bu başlıkta.
Ganimet düşmandan zor yoluyla alınan her şeydir. Mesela bu ölen ya da teslim olan düşmanınızın zırhı, silahı, şahsi eşyası, evi, arsası, düşmanın kendisi (köle), çocuğu (köle), karısı-kızı-kız kardeşi (cariye/seks işçisi) bunlar ganimettir.
Ganimet Muhammed'den önce İsevilikte deMusevilikte de yoktu. Bu İslamiyet öncesindeki iki din ganimeti haram bilmiş ve bir şehri yağmaladıkları zaman malları almayıp yakmışlardı. Bu şekilde savaş sonrası malları Allah'a kurban etmişlerdi.
Ganimet aslında İslam öncesi dönemde putperestlerde vardı ve putperest bir adetti. Ganimet ve yağmanın Arabistan'da İslam'da bile helal kılınmasının sebebi elbette ki tarımsal üretimin yetersizliği ve >Müslümanların yoksulluğudur.
Üretimin düşük olduğu hele hele insanların çoğunun göçebe olduğu bir toplumda ganimet ve yağmalama hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Buna örnek olarak Moğolları gösterebiliriz. Nasıl ki Arabistan sıcak Moğolistan da çok soğuk ve tarımsal randıman yetersiz. Savaşın kılıç ve kalkanla yapıldığı çağlarda Moğollar çok zengin ve yağmacıydı oysa şimdi oysa şimdi Moğolistan çok fakir bir ülke.
Gelelim putperestlerin ganimet taksimine İslam öncesi dönemde komutanın ganimetten aldığı pay hariç bir de fazladan bir şey alma hakkı vardı. Muhammed bu geleneği devam ettirdi kendisi de payından ziyade fazlalık aldı. Ayrıca İslam öncesi ganimetin 1/4'ü komutana verilip geri kalanı askerler arasında paylaşılırdı.
Bakalım Kuran'daki paylaşım nasılmış görelim.
"Sana savaş-ganimetlerini sorarlar. De ki: "Ganimetler Allah'ın ve Resûlündür. Buna göre, eğer mü'min iseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin." (ENFAL SURESİ / 1)
Yani başta ganimetin tamamı Muhammed'e ait. Pekiyi sonra?
"Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resûlün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde (Bedir'de) kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız (ganimeti böyle bölüşün). Allah, her şeye güç yetirendir." (ENFAL SURESİ / 41)
Çok kısa bir süre sonra aynı surede bir sonraki ayette Allah fikir değiştirmiş. Aceba neden? Bakalım neden:
"Huneyn savaşı dönüşü yol alırlarken bedeviler ısrarla ganimetin taksimini talep ediyorlardı. Öyleki bir ara Resul ü bir semure agacına dogru sıkıştırdılar ve ribasını kaptılar. Bunun üzerine durup şöyle dedi : Ribamı verin, şu taşlar sayısınca koyun olsa ben gene de onu aranızda taksim ederdim. Ve sonra görürdünüz ki ben ne cimriyim, ne yalancıyım, ne de korkagım. (Buhari 3/1308)"
Ağacın altında sıkıştırmışlar ribasını kapmışlar az daha dayak yiyormuş. Hem ne demiş: "Ben ne cimriyim, ne yalancıyım, ne de korkagım." İşte Buhari'nin sahih hadisi. Bir insan neden bunu der? Yoksa askerler Muhammed'e cimri, korkak ya da yalancı mı dedi?
Ganimetten bahsedip de “Müellefe i Kulub”u anmamak olmaz. Nedir müellefe i Kulub? Bunu anlatmadan önce kısa bir bilgi vermekte yarar var.
Bedir Savaşı’na savaşamayacak kadar yaşlı olanlar da gelmiş geride kalıp savaşı izlemişlerdi. Muhammed bu yaşlılara savaşmadıkları için ganimetten pay vermemişti. E ne olmuş, diyebilirsiniz.
İşte bunu dediğinizde ben de Müellefe i Kulub’u anlatırım.. Müellefe i Kulub Kureyş ileri gelenlerine savaşmadıkları halde verilen mallardı hem savaş sonrası ganimetlerden hem de devlet hazinesinden bunlar az buz mal değildi. Bunlar Müslüman olmamış müşriklere Müslüman olmaları karşılında verilen rüşvetti. Müslümanlar bu uygulamayı savunur ve bunun doğru olduğunu amacın “ileri gelen nüfuz sahibi olan liderlerin kalbini İslam’a ısıtmak” olduğunu söyler
Gelin burada Diyanet’in web sitesinden yaptığım bir alıntıyı okuyalım bakalım Müslümanlar Muhammed’in dağıttığı malları nasıl anlatıyor:
"Müellefe-i kulûb" denilen bu kimselerin sayısı, 30 kadardı. Rasûlüllah (s.a.s.) bunların bir kısmına 100'er deve ile münâsip miktâr gümüş verdi. Ebû Süfyân ile oğlu Muâviye, Ebû Cehil'in oğlu İkrime, Amr oğlu Süheyl, Ümeyye oğlu Safvân, Ebû Talha oğlu Şeybe bunlardandır. Diğer kısmına ise, durumlarına göre 50'şer veya 40'ar deve, uygun mikdarda gümüş verildi.”.
İyi de Allah kalplerini İslam’a ısıtsın yoksa deve vermeden Allah bunu yapamıyor mu? Şu halde size kimse yüz deve vermediyse siz de Müslüman olmaya mecbur değilsiniz. Adalet bunu gerektirir.
Ensardan bir genç haklı olarak tepki gösteriyor. Gidip savaşta vuruşmuş kılıcında kan var tabii. Ama İslami kaynaklar bu genç için “münafık” diyor. Ne demiş bu “münafık”: “Bu taksimde Allah rızası gözetilmedi” demiş.
Muhammed bu lafı öğrenince Ansardan yaşlıları bir güzel azarlamış ve sözlerini şöyle noktalamış: . “Sabrediniz ki, Kevser havzı başında bana kavuşasınız” İyi de Kureyş ileri gelenleri neden sabretmiyor neden onlara malları çok fazla ve zengin olduğu halde daha da kötüsü savaşmadıkları halde ganimet veriliyor? Bu nasıl adalettir, bu nasıl insanlıktır?
Beni Kaynukan’ın Medine’den Kovuluşu ve Mallarının Talan Edilmesi: Müslüman bir kadın Yahudi bir kuyumcudan alışveriş yaparken orada bulunan bir Yahudi kadını taciz eder ordan geçen bir Müslüman durumu görüp Yahudi’yi öldürür ve Yahudiler de onu öldürür.
Bunlar Müslümanlarla dostluk anlaşması yapmıştı ve Muhammed bunun üzerine anlaşmayı yenilemek ister. Yahudiler bunu kabul etmez.
(Burda bir saçmalık var İslam’dan önce de “kısas” ve “diyet” vardı. Muhammed ya kısas uygulamalı ya da diyet almalıydı. Anlaşma yenilemek de ne oluyor? o halde üç ihtimal var.
1.Anlaşma yenilenmek istenmesi diye bir şey yok. Bu Muhammed’in tüm kabileyi cezalandırması mazur göstermek için uydurulmuş.
2. Muhammed fırsattan istifade Yahudilerin gırtlağını sıkmak istemiş anlaşmaya ağır hükümler koymak istemiş.
3.Anlaşma bahanesiyle çağırıp öldürtmek istemiş, olabilir.
Bu ihtimaller hiçbir kaynakta olmasa da olsa objektif bakınca bunu düşündürüyor. Bence akla en yakın olanı ilk seçenek. Çünkü cinayet durumunda üç seçenek var: diyet, kısas, (maktülün en yakınının affı durumunda da) beraat. Anlaşma yenilemek de ne? Ayrıca çok güçsüz olan Yahudiler anlaşmayı yenilemekten başka hiçbir şey yapamazdı. Hepi topu tüm nüfusları yedi yüz kişiydi ki. Müslümanların sadece asker sayısı daha fazla idi. Ayrıca pek çok kaynakta anlaşmayı yenilemek istedi diye bir şey görmedim. Müslüman gencin öldürülüşü üzerine olayın patlak verdiğini yazan kaynaklar da var.
Beni Kaynuka hepi topu yedi yüz kişi kuşatıldıktan on beş gün sonra teslim oluyorlar Muhammed hepsinin öldürülmesine hükmediyor ama Beni Kaynuka’lar Hazrec kabilesinin himayesinde olduğundan Hazrec ileri gelenlerinden Abdullah bin Ubey Yahudilerin öldürülmesine karşı çıktı. Hazreclilerle de arayı bozmak istemeyen Muhammed Yahudileri öldürmedi mallarına el koyarak Medine’den sürdü. Malları ve toprakları Müslümanlara kaldı.
Nadiroğulları Gazası: Bir Müslüman iki kişiyi öldürmüştü kişinin mensup olduğu tarafa diyet ödenecekti. (Bu durum yukardaki iddiama delildir.Anlaşma yenilenmez kısas yapılır ya da diyet ödenir. İkisi de olmazsa iki kabile arasında savaş ya da kan davası olur.) Müslümanlarla Beni Nadir arasındaki anlaşmaya göre Beni Nadir’in de diyete ortak olması gerekmektedir. Muhammed Beni Nadir’le görüşüp durumu konuşur. Beni Nadir Muhammed’e beklemesini söyler ve diyeti getirmeye giderler.
Muhammed bir evin gölgesinde duvar dibinde bekler güya Allah’tan vahiy alır ve Yahudilerin kafasına atmak için dama taş çıkardıklarını söyler. Muhammed hiçbir şey görmeden nasıl böyle bir iddiada bulunuyor? Gerçi bence Allah’tan hiçbir zaman vahiy almadı ya peygamber olduğunu kabul etsek bile hadi bu vahiy değil de evhamsa. İçine düşen bir şüpheyi vahiy sanıyorsa. Muhammed sırf paranoyası yüzünden insanları yurdundan sürüyor. Ama bence bu paranoya da değil çünkü teslim olduklarında Muhammed onları ne öldürtüyor ne esir alıyor hatta yanlarında bir miktar mal götürmelerine bile izin veriyor.
Belki de Muhammed Yahudileri beklerken güçsüz olduklarını gördü şehri iyice tanıdı ve aklına böyle bir fikir geldi. İnsan görmediği halde Allah söyledi diye nasıl iddia eder var mı şahidin?
Bunlar da 15-20 gün dayanıp Müslümanlara epey techizat, mal, ev ve topraklarını bırakarak sürüldüler. Hendek Savaşı’nın bir nedeni de bu olay (Bir ittifakı ve savaşı Yahudiler Mekkelilere teklif etmişti.) Diğer nedeni de Müslümanların sürekli Yahudi ve Kureyş kervanlarını yağmalamasıydı. Ama İslami kaynaklar buna “yağma” demez de “kervanların Müslümanlarca rahatsız edilmesi” der.
Bu iki gazalardan başka yığınla kervan yağmalama olayları da olmuştur tarih hepsini maalesef yazamamıştır.
Beni Mustalık Gazası: Medine’ye yakın bir yerdeydiler. Müslümanlarla hiçbir sorun yaşamamışken çevre kabilelerle birleşip Müslümanların üzerine yürüyecekleri haber alındı. Bunun üzerine Muhammed 1000 kişilik bir orduyla üzerlerine yürüdü. Müslüman olmalarını teklif etti kabul etmediler savaş sonunda ganimet olarak 5000 koyun ve 2000 devenin yanı sıra epey mal mülk ele geçirilip 700 Yahudi esir edildi.
Konuyla ilgili bir hadis kaynakların sahihliğine dikkat!
Ebu Said el Hudrî anlatıyor:
- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekârlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı Ancak, Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n-Nikâh/49, hadis no: 2170.)
Azil nedir? Azil meniyi kadınların cinsel organına değil dışarı boşaltmaktır. Yahudilikte günah kabul edilir. İslam’da serbest bırakılmıştır. “Cariye” zaten maldır. İslam’da mülkiyet hukukunda cariye ve köle geçer bu olay “tecavüz” değil İslam’a göre “malını kullanma”dır. "
Bu suretle (yani meniyi dışa boşaltmak biçiminde) esir kadınlara yaklaşmak istemeleri (şu yüzdendir): Yüklü (gebe) veya evlat anası kadınlar satılamazdı. Halbuki gazilerin paraya ihtiyaçlan bulunduğundan satmak istiyorlardı." (Bkz. Diyanet yayınlanndan Tecrîd, 1596 numaralı hadis, not: 1.)
Eğer bu derce sahih bir hadisi inkar edecek kadar yüzsüz olan varsa şu ayeti suratına çarpabilirsiniz:
Nisa Suresi ayet 24: Kocalı kadınlarla evlenmek de haram; ancak sahibi olduğunuz cariyeler müstesna. Allah'ın yazısı bu, emri bunlar size ve bunlardan başkalarını, evlenmeniz ve zinâda bulunmamanız için arayıp istemeniz helâl edilmiştir size. Kadınlardan biriyle evlenerek faydalandığınız takdîrde mehirlerini kararlaştırıldığı veçhile verin. Miktarını tâyin ettikten sonra gönül hoşluğuyla herhangi bir hususta uyuşursanız suç yok size. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Kadının kocası da olsa eğer savaşta esir ettiyseniz artık rahatça tecavüz edebilirsiniz.
Beni Kureyza Gazası: Kureyza oğulları Mekkelilerle işbirliği yapmak ve Muhammed hakkında kötü sözler söylemekle suçlandı. Müslümanların üzerlerine yürümesi üzerine Kureyzalar kaleye çekildi. Defalarca kez barış istekleri reddedildi önce taşıyabildikleri kadar malla gitmek istediler reddedildi. Sonra tek bir çöp bile almadan gitmek istediler reddedildi. Muhammed kayıtsız şartsız teslim olmalarını istiyordu. 25 gün dayanabildiler sonra da teslim oldular. Yetişkin erkeklerin kafaları kesildi kadınlar ve çocuklar esir edildi. Mallarına ve topraklarına el konuldu.
Bu savaşta Muhammed ganimet olarak Cüveyriye’yi aldı. Cüveyriye kabile reisinin kızıydı, kocası savaşta ölmüştü babası esir edildi. Hazinelerin yerini söyletmek istediler söylemeyince Muhammed adamı feci işkencelerle öldürttü. Ve dönüşte aynı gece Cüveyriye’yi nikahlayıp koynuna aldı. Bu tecavüz değil mi? İslamcılar büyük bir yüzsüzlükle Cüveyriye’nin kendi isteğiyle Muhammed’le evlendiğini saçmalar. Hangi kadın hem babasının hem kocasının katiliyle ikisini de katlettiği gün kendi rızasıyla yatağa girer? Velev ki babasından ve kocasından nefret etsin böyle bir şey mümkün değil.
Hayber’in Fethi: Hayber Yahudileri Hendek Savaşı’nda Kureyşilerle işbirliği yapmakla suçlanarak Hayber kuşatıldı 20 günde kaleler bir bir zaptedildi. Yahudiler topraklarında mülk sahibi olmasa da maraba olarak kalmak istediler bu istekleri kabul edildi ve her yıl mahsülün yarısını Müslümanlara verdiler.
Fedek ve Vadi’l-Kura’nın alınması: Hayber dönüşü önce Fedek Yahudilerine İslam’a girmeleri teklif edildi. Kabul etmediler ama topraklarımız sizin olsun biz de Kureyzalar gibi ortakçı olalım dediler.
Vadi’l Kura’daki Yahudiler de İslam’a çağrıldı kabul etmediler dört gün savaş yapıldı sonunda ağır kayıplar verip teslim oldular. Bunlar da ortakçılık teklif etti ve istekleri kabul edildi.
Görüldüğü gibi şer’i hükümler falan değil günün şartlarına göre hareket edilmiş. Topraksız Müslümanlar zengin olup toprağa kavuştukça fethedilen yerlerdeki Yahudiler öldürülmeyip köleleştirilmiş.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder