9 Şubat 2009 Pazartesi

HENDEK SAVAŞI

Hendek Savaşı Hicret'in 5. yılında vuku bulmuştu. Müslümanlar sürekli Kureyş kervanlarını vurup yağmalıyordu. Bir süredir Yahudilerle de sorun yaşanıyordu. Beni Nadir Yahudileri Medine'den sürülmüş ve Hayber'deki Yahudilerin yanına sığınmışlardı. Yahudiler, Mekkelilere Muhammed'e karşı birleşmeyi teklif etti. Yahudi liderler kalabalık bir heyetle Mekke'ye gitti. Mekke dışındaki Arap kabileleriyle de görüştüler. Mekkeliler dört bin kişiyken Müslümanların yağmalarından artık bıkan Yahudilerin ve civar kabilelerin de katılımıyla 10 bin kişilik bir ordu hazırlandı. Artık Medine'yi basıp İslam'ın kökünü kurutmak istiyorlardı.

Bu uzun hazırlıklar sürerken Mekkeliler daha civar kabileler ve Yahudilerle birleşip 10 bin kişiye varan bir ordu oluşturmadan Muhammed casusları sayesinde durumu yine haber almıştı. Müslümanlardan oluşacak bir ordu ancak üç bin kişiyi buluyordu. Hemen ashabı topladı ne yapabiliriz dedi. Selman-ı Farısi isimli sahabe şehrin etrafına hendek kazılmasını önerdi. Mekke'nin diğer tarafları hurmalıklar ya da evlerin yüksek duvarlarıyla çevrili olduğundan şehre sadece kuzeyden saldırılabilirdi. Bu demekti ki şehrin kuzeyini çeviren bir hendek yeterli olacaktı. İki hafta boyunca durup dinlenmeden hendek kazdılar.

On bin kişilik ordu Medine'ye yaklaşınca şaşırıp kaldı. Hendekler çok genişti. karşıya ulaşılacak gibi değildi. Bunun üzerine Müslümanlara ok ve taş atmaya başladılar. Müslümanlar da hendeğin diğer tarafından oklarla karşılık verdi.

Savaş böyle karşılıklı oklar ve taşlarla sürdü ama bu savaşta da er dileme
yapıldı. Mekke'nin çok güçlü namlı savaşçılarından Darrar, Nevfel ve Amr bin Abdived gibi birkaç kişi hendeğin daraldığı bir yerden karşıya atlamayı başardı.
Amr en güçlüleriydi çıkıp er diledi. Ali karşısına çıktı. Amr Ali'yi başından yaraladı ama Ali kılıcını Amr'ın Boynuna doğru savurup başını gövdesinden ayırdı. Bunun üzerine Ömer'in kardeşi Darrar Ali'nin üzerine yürüdü ama sonra fikir değiştirip kaçmaya başladı. Ali zaten yaralanmıştı Darrar'ı kovalamadı. Ama kardeşi Ömer Darrar'ın peşinden koşmaya başladı. Darrar kendisini kovalayanın Ali olduğunu sanarak kaçmaya devam ettiyse de peşinden gelenin Ömer olduğunu görünce durdu kılıcını kaldırdı kısa bir süre ikisi de oldukları yerde durdular. Sonra Darrar kardeşine vuramadı ve "Sana ettiğim bu iyiliği unutma Ömer!" deyip kaçtı.

Karşılıklı ok ve taşla savaş uzadıkça uzamıştı. Mekke'den gelenler böyle bir kuşatmaya hazır değillerdi. Mevsimlerden de kıştı. Buna rağmen kuşatma bir ay sürdü. Bir ay sonra öyle bir kum fırtınası başladı ki çadırları yerinden söküyordu. Mekkeliler ve Yahudilerin zaten umutları da tükenmişti bu fırtınada alel acele geri döndüler. Fırtına nedeniyle herşeylerini toparlayamadan döndükleri için Müslümanların eline bu savunma savaşından sonra bile hendeğin karşısında bırakılan bolca hurma, kazan, deve vb. ganimetler geçti.

İşin tuhaf yanı Müslüman kaynaklar bu fırtınaya Allah Resulü'nün mucizesi gözüyle bakmaktadır. İyi ama mevsimlerden kıştı ve zaten kışın oralarda çok şiddetli fırtınalar oluyordu. Yazın olsa belki bu mucize lafı anlaşılabilir. Ayrıca Allah neden Müslümanları kurtarmak için bir ay bekledi ki?

Hiç yorum yok: