16 Eylül 2014 Salı

EDEBİYAT SOHBETİ BİR SUFİNİN DÖRTLÜĞÜ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ




Hakkı talepte birdir, akıllıyla divane,
Aşkın dilinde birdir, yakinla bigane,
Yarin vuslat meyini sunanlar mezhebinde,
Ayrı gayrı olmaz, birdir, kabeyle puthane!
Mevlana
"Hakkı talepte birdir, akıllıyla divane,"
Mevlana'nın bu dörtlüğü çok ilginç. Akıllı ve deli Allah'ı bulmada (ya da doğruya ulaşmada - "hakkı talep" iki anlama da gelebilir-) aynıdır diyor.
Bence burada doğruya ulaşma değil Allah'a ulaşma kast ediliyor.
Bunu biraz açıklayayım yanılıyor olabilirim ama zannımca 10'da 9 ihtimal yanılmıyorum. Mevlana hak yerini bulsun yapılan her şey ödetilsin diyen bir kişi değil. Bu yüzden hakkı talebin “hukukun talebi” olduğu görüşünde değilim. Öte yandan Mevlana diğer pek çok mısrasında da Allah'a kavuşmayı söyleyip arzuluyor. Mevlana Allah'a kavuşma ve Allah sevgisi konusunda öyle bir ileri gidiyor ki sonunda Allah'a kavuşmak için İslam'a gerek olmadığı sonucuna kadar götürüyor bizi ki bu dörtlükte de son mısrada bu sonuca varmış. Her zaman söylerim yahu sevgili muhafazakârlar sevgili İŞİD kafalı şeriatçılar Mevlana size yaramaz. Şiirlerini bilmediğiniz bir adamı sevip sahiplenmeyin sizin itikadınıza göre Mevlana katli vacip bir kâfir. Hele sabredin son mısraya bir gelelim.
"Aşkın dilinde birdir, yakinla bigane,"
Sonra aşkın dilinde gerçek ve kesin bilgiye sahip olanla etrafta ne olup bittiğinin bile farkında olmayan aynıdır diyor.
"Yarin vuslat meyini sunanlar mezhebinde,"
Vuslat meyi nedir? Tabii ki vasıl olmanın sarhoşluğu... Peki neye vasıl olma? Hakk'a Allah'a kavuşma yani. Pek çok sufi şair Allah'a kavuşmayı zühd ile kendinden geçmeyi şarabın verdiği esrikliğe benzetir. Böyle bir metafor kullanır amaa.... Mevlana bambaşka bir metafor atar ortaya şeb i arus yani "düğün gecesi" Mevlana'nın "Şeb-i Arus" diye somutlaştırdığı şey Allah'a kavuşma ölüm vakti yani tenlerin bir olduğu zifaf var. Mevlana zahiri teninden kurtulup Allah'la bir olmayı iki bedenin birleştiği zifafa benzetiyor. Mevlana burda kantarın topuzunu kaçırıp mecazın da canına okuyor. Allah'la gerdeğe girmeyi kast ediyor resmen. İslamcılarca bu kadar sahiplenilen birinin şu metaforlarına bak ne kadar ironik. Veeeee en sonunda Mevlana dilinin altındaki baklayı çıkarıveriyor! Bakınız son mısrada ne diyor:
"Ayrı gayrı olmaz, birdir, Kâbeyle puthane!"
İşte bu Allah'la arasına Kâbe denen şefaat nesnesini bile sokmayan Mevlana burda Kâbe'yi de puthaneyle bir görüyor. İşte onun büyüklüğü de buradaydı. Allah'la arasına şefaatçi kabul etmiyor. Velev ki bu şefaatçi Kâbe olsun. Tam 8 asır önce hem de. 8 asır sonra Allah'la arasına şefaatçi arayanlarla dolacak Mevlana'nın memleketi. Ne tuhaf ne ironik! Sevgili şeriatçılar Mevlana size fazla hem de çok fazla bence hiç zorlamayın. Mevlana’yı sahipleneceğim diye şu an yaşasaydı kafasını kesmek için sıraya girerdiniz hem vallahi hem billahi.

Hiç yorum yok: