12 Eylül 2014 Cuma

UNUTMA, UNUTTURMA!



Theorodios Kolokotronis, 1824’te Mora’da bir caminin imamını öldürtür. Bugün Yunanistan’da o caminin bulunduğu caddenin adı Theorodios Kolokotronis Caddesi’dir. Ne hissettiniz? Size yalan söyledim. Ne Theorodios Kolokotronis bir imamı öldürtmüş ne de öyle bir cadde adı var. Ama Sadrazam Ali Paşa diye biri var hepi topu bir ay sadrazamlık yaptı ve yaptığı en büyük icraat Rum patriğini patrikhanenin kapısında astırmak oldu. Patrikhane’nin bulunduğu caddeye ise Sadrazam Ali Paşa Caddesi adı verildi. Şimdi ne hissettiniz? Hisleriniz farklı mı?

Tarihte hiçbir ulusun “Benim tarihimde tek bir katliam yaşanmadı, ben hiçbir zaman hiçbir etnisiteyle kavgaya tutuşmadım ve katliam yapmadım” diyebileceğini zannetmiyorum. Geçmişte işlenen cinayetler, geçmişte yapılan katliamlar, neden unutulmuyor, bu defterler neden kapatılmıyor? 100 yıl önce yaşanmış bir olayın bugün kavgalara neden olması, bu defterlerin kapatılamamasının nedeni geçmişte değildir. Neden bugünkü tutumdadır. Neden keçi inadıyla geçmişte yapılmış zulmü ve katliamı inkar eden devlet politikalarıdır.

Sene 1943 İkinci Dünya Savaşı devam ederken tüm dünya, özellikle Avrupa kan kusmaktadır. 20 Nisan-13 Mayıs arasında Polonya, Varşova’da on binlerce Yahudi katledilir. Alman işgalinin son bulmasından sonra Varşova’daki bir meydana Yahudi anıtı dikilir.

Tarih 7 Aralık 1970 Batı Almanya Başbakanı Willy Brandt, Polonya’ya gider. Varşova’daki anıtın önünde diz çöker ve Yahudi Soykırımı için özür diler.

 “Hâlâ bana o hareketimi soruyorlar; Bunu daha önce planladın mı? Kesinlikle hayır. Etrafımda duran gazeteci ve foto muhabirleri kadar yakın arkadaşlarım da şaşırmıştı. O davranışımı planlamadım, fakat Wilanow Sarayı’nda geçirdiğim gece gettodaki anıtın önemini düşündüm. Alman tarihi ve milyonlarca kurban için söyleyecek söz bulmakta zorlanmış, dizimin bağları çözülmüştü.”

Almanya, Nazi kurbanları için hatırı sayılır miktarda tazminat ödedi. Yılın birkaç gününü Yahudi soykırım kurbanlarını anmaya ayırdı. İşte bugün Almanya bu yüzden büyük bir devlet. Almanya’yı Hitler’den devralanlar aynı kafayla gitseydi, bugün Almanya Almanya olamazdı.

Brandt diz çökünce Polonyalı Yahudiler’in içinde yıllarca biriken kin yok oldu, hınç yok oldu. Almanya geçmişte bazı topluluklara karşı girişilen katliamlar, toplu yok etmelerle yüzleşti. Bunları kabul etti, bütün topluma da kabul ettirdi. Hatalarını inkarın değil de onarmanın peşine düştü ve bugün büyük bir devlet oldu. Almanya Holokost’u asla unutmadı, unutturmadı. Eğer Almanya bunu unutsaydı yeni holokostlara yeni katliamlara davetiye çıkarmış olurdu.

Almanya büyük felaketi unutmadığı için bir daha büyük bir felaket yaşanmadı. Almanya ırkçılardan nefret eder. Söz gelimi bir ırkçı Alman, Yahudi bir gazeteciyi kafasından vurup kaçsa bunun alçakça bir saldırı olduğunu tüm Almanlar söyler. Eğer bir Alman siyasetçi kalkar da böyle bir durumda “Canım milliyetçi bir gencin yanlış tepkisi”dir derse onun siyasi hayatı biter. İnsan içine çıkamaz. O adama Almanya’yı dar ederler. Hele hele bu katil üzerine mesela mavi bir kazak giymiş olsa… Sonra da bu gazetenin bir haberi üzerine birileri çıkıp “Mavi kazaklarımızla sizi takip ediyoruz. Evet sizi tehdit ediyoruz.” dese direk hapse girer.

Ya da Almanya’da 16 yaşında bir çocuk Müslüman bir din adamını vursa, sadece o çocuk hapse girmez. Olay adamakıllı araştırılır. Ona tabancayı temin eden, o çocuğu dolduran, aklına giren hep ortaya çıkarılır. Onlar da hapse girer hatta çocuktan daha fazla ceza yer ki olması gereken de budur. Ayrıca çocuk polis tarafından götürülürken Ağabeyi: “İsa yücedir de! İsa yücedir de!” diye bağırsa bu şekilde cinayeti meşrulaştırma arayışı içinde olsa o da yargılanır. (Santoro’yu öldürüken götürülen gencin ağabeyi “Allahu ekber, de! Allahu ekber, de!” diye bağırıyordu.)

Türkiye Dersim katliamını unuttuğu için 6-7 Eylül vahşetini yaşadı, 6-7 Eylül vahşetini unuttuğu için Maraş katliamını yaşadı, Maraş katliamını unuttuğu için Sivas katliamını yaşadı, Sivas katliamını unuttuğu için Roboski’yi yaşadı, Roboski’yi daha şimdiden unuttuğu için de başka katliamlar yaşamaya aday.

Şu halde bizlere (öğretmenlere ve öğretmen adaylarına) büyük bir görev düşüyor. 6-7 Eylül katliamı, Sivas katliamı, Roboski katliamı gibi olaylar ortaöğretimde ders kitaplarına girmelidir. Girmelidir ki bir daha yaşanmasın! Sadece etnisitelere değil işçilere yönelik katliamlar (Tuzla ve Soma katliamları gibi) ders kitaplarına girmelidir, girmelidir ki tekrarı olmasın! Sorumlular cezalandırılmalıdır, yargı önünde hesap vermelidir. Aksi takdirde ne barışı ne huzuru buluruz. 

Hiç yorum yok: