4 Eylül 2014 Perşembe

SCHRÖDINGER’İN CUMHURBAŞKANI




Tayyip Erdoğan’ın jinekoloji profesörü, evrim ve abiyogenez dallarında doktora yapmış bir bilimadamı, beslenme uzmanı, dilbilimci olduğunu biliyorduk ama onun teorik fizik alanında da harikalar yaratacak bir fizik profesörü olduğunu ve quantum fiziğini anlamamıza yardımcı olacağını kaçımız biliyordu? Biz şahit olduk ki Erdoğan büyük bir fizikçi, üstün bir bilim adamı.
Onu nobele aday göstereceğiz. Hem Nobel Barış Ödülü’ne hem de Nobel Fizik Ödülü’ne. Barış ödülüne aday göstereceğiz çünkü Gezi olayları sürecinden bu yana gösterdiği özverili çalışmalar toplumun kutuplaşması ve birbirine diş bilemesini engelledi. Eğer onun teskin edici toplumu yatıştırıcı dili olmasaydı satırı kaptığımız gibi birbirimize saldırırdık… Ama o, kucaklayıcı ve şefkat dolu demeçleriyle bu tarz olayları engelledi. Bununla kalmayıp protesto yapan komşusunu polise ispiyonlayanlara yapmayın ayıptır, dedi. Yürüyüş yapan göstericilere polislerin fişeklerinden kırmızı güller fırlattırdı. Biz onun zaten sevgi ve barış için çalışan bir sevda kelebeği olduğunu biliyorduk. Bizim yeni öğrendiğimiz şey ise onun müthiş bir fizikçi olduğuydu.
Efennim Tayyip’in quantum fiziğinde çığır açan çalışmasını anlatmadan önce quantum fiziği hakkında kısa bir bilgi verelim bilmeyenler için. Şimdi klasik fizik 19. Yüzyılın sonlarında yamulmaya ve aksamaya başladı. Bazı şeyleri açıklamakta yetersiz kaldı. 1900 yılında Max Planck enerjinin tanecikli yapıda olduğu hipotezini ortaya attı. Şimdi o saate kadar fizikte bir şey ya madde idi ya da enerji yani bir şey hem madde hem enerji olamazdı. Enerji tanecik değil zaten dalga olmalıydı. Ama burda enerji dalga değildi yoksa Planck bizimle dalga mı geçiyordu? Ama Planck dalga geçmedi ve enerjiye tanecikler atfederek klasik mekaniğin suratının ortasına kroşeyi patlattı. Planck’tan ilhamla yola çıkan Einstein da Planck’ın çalışmasından 5 yıl sonra ışığın tanecikli yapıda olduğunu ileri sürdü ki klasik fizik yediği bu ikinci yumrukla iyiden iyiye sendelemeye başladı. Ardından Planck, Einstein, Schrödinger bir oldu ve bayramda üçü birleşip danaya giren amcalar gibi. Birleşip klasik fiziğe öyle bir daldılar, öyle bir giriştiler ki klasik fiziği haşat ettiler. Sonuç kaçınılmazdı: Nakavt!
Şimdi Schrödinger’in önemi şuradan geliyor o atomaltı parçacıklarıyla ilgili yürütülen çalışmaları ve akıl yürütmeleri daha somut ve makro düzeye taşımak istedi. Peki bunun için ne yaptı? Schrödinger’in kedisi diye bir akıl yürütme ortaya attı. İşte bu akıl yürütmede Schrödinger atomaltı parçacıklardaki belirsizliği makro düzeyde açıklayacak ve quantum fiziğinin bendeniz gibi saksılar tarafından bile anlaşılma ihtimali olduğunu gösterecekti. Neydi Schrödinger’in akıl yürütmesi?
Schrödinger'in kedisi tamamen kurmaca bir deney yani gerçekleştirilmiyor ortada gerçek bir kedi ve gerçek bir dabança yok. Tek bir kedi bile telef edilmiyor. O yüzden kedi besleyen arkadaşlar hemen Schrödinger’in mezarına sövmeyin sakin olun. Ayrıca niye ölmüş gitmiş bir adama sövüyorsunuz, terbiyesizleşmeyin. Ayrıca beni kızdırmayın… Neyse tamam sakinim şimdi Schrödinger amcanın kurmaca deneyine dönelim yine. Bu deneyde bir adet kedicik ve bir dabança var. Dabançanın tetiği ise fotona duyarlı (foton: hani Albert amca ışığı parçacıklara ayırmıştı ya foton işte ondan) Şimdi tetiği barmağımızla çekmiyoruz. Napıyoruz? Hiçbir şey bir foton kaynağı var ordan foton geliyor dabançanın tetiğine çarpıyor, dabança ateş alıyor ve kedi ölüyor. Ama quantum fiziği öyle bi şeydir ki atom altı parçacıkların k.çı ayrı başı ayrı oynar. O halde bu fotonların da k.çı başı ayrı oynar. Bu karaktersiz fotonlar, aşağılık ve ikiyüzlüdürler yani quantum halinde olan bu fotonlardan her biri tetiğe hem çarpar hem de çarpmaz. O zaman dabança hem ateş alır hem de ateş almaz kedi de hem ölür hem de ölmez. Ben de quantum fiziğini az daha kurcalarsam kafayı yiyeceğimdir.
Şimdi Tayyip Erdoğan da bize quantum fiziğinin makro dünyadaki halini gösteriyor. T.C. anayasasına göre ya cumhurbaşkanı olursun ya da başbakan. Ya partilisindir ya da partiler üstü. Ama Erdoğan ne yaptı? Kalktı cumhurbaşkanı seçildikten sonra AKP kongresine katıldı, üstüne kongrede oy da kullandı hem cumhurbaşkanı oldu hem AKP delegesi. Yalnız bu mu Erdoğan hukukun üstünlüğünü koruyacağına dair şeref namus yemini etti sonra da mahkeme kararına rağmen Atatürk Orman Çiftliği’nde hukuku çiğneyerek yaptırdığı köşke yerleşeceğini açıkladı. Hem hukukun üstünlüğünü korudu hem hukuku çiğnedi ve bu şekilde Nobel Ödülü sahibi olan Schrödinger’den daha büyük bir fizikçi olduğunu kanıtladı. Çünkü Schrödinger teorik düzeyde quantum fiziğini reele makro düzeye taşımakla uğraşırken Erdoğan bunu de facto olarak gerçekleştirdi. Hani Mehmet Akif Çanakkale Şehitlerine yazdığı şiirde gökten ecdat inip o pak alnını öpse değer diyordu ya. Ben de Erdoğan’a diyorum ki Viyana’daki mezarından kalkıp Schrödinger gelse o pak alnını öpse değer. Aman yarabbi o bir dünya lideri olmakla kalmayıp dünyanın en büyük Fizikçisi olduğunu da gösterdi. Ağlamak istiyorum… Hüloooğ!

Hiç yorum yok: