Gerçekten çok acıklı, üzücü
haberler var. Bu yüzden önce bir fıkrayla başlayalım. Biraz kendimize gelelim
sonra devam edelim:
Bir gün bir tavşan ormanda
neşeyle yürüyormuş. Derken karşısına tanımadığı bir mahlukat çıkmış.
- Nesin sen diye sormuş
- Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır demiş.
Tavşan “hmm… hayli enteresan” diyerek yoluna devam etmiş. Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış.
Peki sen nesin?
- Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur.
Tavşan yine “enteresan” diyerek ilerlemiş. Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış.
- Sen de kimsin?
- Ben bir devekuşuyum.
- Hasss*tir ordan!
- Nesin sen diye sormuş
- Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır demiş.
Tavşan “hmm… hayli enteresan” diyerek yoluna devam etmiş. Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış.
Peki sen nesin?
- Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur.
Tavşan yine “enteresan” diyerek ilerlemiş. Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış.
- Sen de kimsin?
- Ben bir devekuşuyum.
- Hasss*tir ordan!
Birkaç gün önce şöyle bir haber
vardı TV’de de çıktı:
Bursa’da bir yakınını ziyaret
etmek için geldiği hastanenin camından karşıdaki inşaatta hiçbir güvenlik
önlemi alınmadığını gören Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik,
müfettiş çağırıp çalışmayı durdurttu.
Çok ilginç… “Eyyy falan, eyyy
filan” diyor ya hani sizin reis, dur ben de sana sizin reis gibi sesleneyim
Eyyyy Faruk Çelik! Madem işçiyi bu kadar düşünüyorsun neden madenlerde “yaşamodası”nın
gereksiz olduğunu savunuyorsun? Eyyyyy Faruk Çelik, sen uyurgezer misin? Bu
manzarayı ilk defa mı görüyorsun? Bu zaten yollarda her gün gördüğün bir şey. Asansör
kazasından sonra sarsılan itibarını kurtarmak için show yaptığını anlamayacak
kadar aptal mı zannediyorsun insanları? Madem işçileri çok düşünüyorsun neden
Soma ile ilgili verilen araştırma önergelerini reddettiniz, neden göz göre göre
yüzlerce işçiyi ölüme gönderdiniz?
Şu sözleri söylerken Çelik hiç mi
utanmadın: “Teftiş kurulunda
arkadaşların yaptığı görüşmelerde, ‘Allah yazdıysa olur’ tarzında bir yaklaşım
ortaya konmuş. Mutlaka Allah ne yazmışsa o olacak. Peki tedbir nerede? Siz
tedbir almazsanız bunu bu kadar ucuz şekilde kadere havale etmek doğru değil.” Senin
bu sözlerinde zerre kadar samimiyet olsa Erdoğan madenci ölümlerine “kader”
dediğinde bunu bu kadar ucuz bir şekilde kadere havale ettiğinde çıkar bu
lafları o zaman söylerdin! Devam edelim, Çelik başka türlü herzeler de
söylüyor: “Herkesi sorumlu ve vicdanlı
olmaya davet ediyorum. Buradan işçi kardeşlerime de sesleniyorum, ‘Böyle bir
çalışma ortamında siz çalışma zorunluluğunda değilsiniz, çalışmama hakkınız
var.” Atma be Faruk, din kardeşiyiz.
Çalışmadıkları an kapının önüne konulurlar, bunu sen de biliyorsun ben de
biliyorum. İşçiyi işten atmak senin sayende çocuk oyunu olmuş zaten. Ondan
kolay ne var ki? İşveren ben güvenlik önlemi almadığım için işçi çalışmadı,
diyerek feshetmez sözleşmeyi başka bir bahane yazar. Bunu sen de biliyorsun ben
de biliyorum. Dreshaneler olsun sigortalı işçilerin çalıştığı başka işyerleri
olsun bir sene dolunca işçiyi istifa ettiriyorlar, bir iki gün sonra tekrar işe
alıyorlar. Neden? Kıdem tazminatı ödememek için. Bunları sen benden iyi
biliyorsun be Faruk. Atma Faruk, din kardeşiyiz.
Müthiş vecize de buyurmuşsun
sayın bakanımız: “Cüzdanlar düşünülüyor
da, vicdanlar niye düşünülmüyor?” O zaman eğer gram, miskal, zerre
samimiyet varsa şu sözlerinde istifa edersin. Yüzlerce kişinin ölümüne sebep
olmuşsun sen Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanısın yahu var mı daha ötesi? Bu iş katliamlarının bir numaralı
sorumlususun? Ellerine kan bulaşmış kan! İşçilerin kanı akıyor ellerinden! Hani
senin vicdanın Faruk!
Durup durup “Ben Yaşar Usta’nın oğluyum, ben Yaşar Usta’nın oğluyum” da deme. Bir
gruba, bir topluluğa en büyük ihaneti yapanlar, onları sırtından vuranların
çoğu da o grubun içinden çıkmıştır. Bunu ben demiyorum tarih diyor. Goebbels’e
bir bakarsak karısı Yahudi (belki kendisi de öyle), simsiyah saçları var, esmer
bir adam, bir ayağı aksıyor dediğim gibi Yahudi olması da ihtimal dahilinde (
hem de az buz bir ihtimal değil yoksa neden bir Yahudi ile evlensin ki ) daha
ne olsun? Yani Hitler’e ve Nazilere göre tam öldürmelik. Buna rağmen Goebbels’in
Hitler’in sağ kolu olduğunu bilmeyen yok. Şu halde senin Yaşar Usta’nın oğlu
olman işçi sınıfının canına okuduğun gerçeğini değiştirmez ki. Tamam “atma”
demiyorum, bunca yılın alışkanlığı kolay kolay değişmez at, at ama biraz ufak
at be Faruk. Maazallah attığın şu kocaman herzeler yutmaya çalışan bir enayinin
boğazında kalırsa nefessiz kalır ölür sonra. Peki sonra ne olur? Bak söyleyeyim
o ölüm de senin üstüne kalır. Ufak at be Faruk, din kardeşiyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder